Şir-i Kadim

İskender Pala
Osmanlı medeniyetinin edebiyatı, hiç şüphesiz o kültürün birinci elden kaynağını teşkil eder. Bugün her ne kadar o edebiyat dünyası ile aramızda uzak mesafeler olduğu var sayılıyor ise de, aslen bizim olan ve hatta biz olan bu edebiyatın genç nesillerce anlaşılmasında sayılamayacak kadar faydalar vardır. Elinizdeki kitap bu maksatla hazırlanmıştır ve altı asırlık bir birikimin geniş kültür yelpazesine ışık tutar.  Eskiler, 'el-Ma'nâ fî batnı'ş-şair' buyurmuşlardır. Yani 'Mana, Şairin içindedir.' Bu sebeple biz, şairin kastettiğini sandığımız manayı anlatırken objektif olmaya özen gösterdik. Yine de yorumlar bize aittir ve görüşlerimize katılmayanlara saygı duyarız. Çünkü bize göre bütün şiirler, bilgi edinmek için değil hissedilmek içindir. Bu kitapçık da zaten bir hissedişin ürünüdür.  (Tanıtım Yazısı'ndan Alıntı)
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 24 dk.Sayfa Sayısı: 155Basım Tarihi: 30 Nisan 2019İlk Yayın Tarihi: 1997Yayınevi: Kapı Yayınları
ISBN: 9789758950041Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

155 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Meğer aşk ; üzüntü ,keder, eziyet ,kanlı gözler ve çok zahmetli bir karanlık Dünyaymış. Aşk yerine göre nimet ,yerine göre mihnet yerine göre de minnetmiş. Genel olarak konusu ilahi aşk, Kemal'e erme ,aşk yolunda yapılması gereken çaba ve önem ön planda . Bu yolda ağlamak aşığın yegâne kaderidir hatta aşk yolunda bedenine yük olacak bir elbiseye dahi ihtiyaç yoktur. Her ne denlū cevrler görse vefalar eylese Her ne denlū gūlseler hâline ol giryân olup ("Aşığın sevgiliden) her ne kadar eziyet görse ona o derece vefa göstermeli; (rakipleri) onun hâline güldükçe o da ağlamayı artırılmalı.")
Şir-i Kadim
Şir-i Kadimİskender Pala · Kapı Yayınları · 2019155 okunma
155 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Şir-i Kadim
Şir-i Kadim
“Külden oluşan kuş mazmunu bize hemen Kaknûs’u hatırlatır. Efsaneye göre Kaknûs, gayet büyük bir kuş olup rüzgâr estikçe, çok delikli gagalarından çeşit çeşit sesler çıkarmış. Hindistan’da bulunduğuna inanılan bu kuş çeşitli renk ve şekillerle süslü imiş. Gagasındaki 360 delik vasıtasıyla çıkardığı sesler sonucu etrafına toplanan kuşları avlayarak geçinirmiş. Bu sesler o denli yanık ve etkili olurmuş ki duyanların bağrı yanar ve onu dinlemekten kendilerini alamazlarmış. Beyitteki “mürg-i alem-sûz” imajı budur. Kaknûs’un ömrü yalnızca bir yıl imiş. Yaşının sonuna geldiğin zaman Çalı çırpı toplayıp üzerine çıkarak ötmeye başlamış. Ötüşü kendisini de coşturacak kanatlarına çıkmaya başlar, kanatların çıkardığı kıvılcımlardan otlar tutuşur ve birlikte parlak bir aleme yanarlarmış. Geride kalan küllerden bir yumurta ortaya çıkar ve bir yavru yaparmış. Bu yavru bir yıl yaşayacak olan yeni Kaknûs kuşu imiş.Eski musıkî bilginleri bu kuşun gagasından ve ağzından çıkan seslerden esinlenerek musıki ilmini icat etmişler. Bu nedenle Kaknûs’a “Mûsîkâr” da denilir. Ancak bu kuşun daha çok anıldığı yönü yanmasıdır.” Atâî’nin; “Dimağı duhân ile fanûs-veş Yanar âteşe durma Kaknû-veş” Beliğ’in ; “Âteş-i aşkı nasıl söndüreyim dilde aceb Per salıp kendi yakar cismini nâra Kaknûs”
Şir-i Kadim
Şir-i Kadimİskender Pala · Kapı Yayınları · 2019155 okunma
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.