"Yanlış anlamayın. Yaşlılığa karşı değilim. Hiçbir şeye karşı değilim. İnsanların hepsi birdir, ister zenci ister beyaz ister erkek ister kadın, genç ya da.... Ama bu adam ihtiyar. Bildiğimiz ihtiyar."
"Eskisinden çok daha yeniyim. Çok daha dürüstüm. Çünkü öğrendiğim bir şey varsa o da şu, insan iş arkadaşlarına, arkadaşlarına ve sevdiklerine karşı dürüst olamıyorsa hayatın ne anlamı var ki?"
"Bana neler oluyor? Normalde aklımdan geçen saçmalıkların ağzımdan çıkmasını engelleyen bir süzgeç vardır, kontrollü giderim. Fakat süzgeç işlevini kaybetti. Her şey kocaman, gelişigüzel bir yığın halinde dökülüyor ve engel olamıyorum."
"Elbette sırlarım var.
Olmaz mi? Çok doğal. Eminim benim sırlarım da herkesinki kadardır, daha fazla değil.
Üstelik öyle büyük, yeri göğü sarsacak sırlardan söz etmiyorum."
"Sen de benim yaşıma gelince, tanıdığın ve sevdiğin insanlar bir bir bu dünyadan göçünce, en ufak bir anıya bile tutunmak isteyeceksin. Ne kadar küçük olursa olsun."
"Emma sen gerizekalı değilsin." diyor Lissy şefkatle. Elini elimin üstüne koyuyor. "Sadece ona güvendin."
"Güvendim ya da gerizekalıyım, ikisi aynı kapıya çıkar."