Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sırat-ı Aşk

Eda Bildek

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yolunu beklediğin bir sevgili olmasa çekilir mi kahrı dünyanın?
Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettiğinde bir müddet orada konaklar. Zamanın şartları birdenbire dönmesi için de müsait değildir zaten. Havalimanında bekleyen uçağı yok ki kanatlansın. Şanına layık bir otağ kurulur. Hünkarın kaldığı otağın işlerini Mısırlı bir cariye yapmaktadır. Yavuz Selim çadırından çıkıp beyleriyle, paşalarıyla
Sayfa 151 - Hayrettin DurmuşKitabı okudu
Kalbim yerinde atıp durdukça seni özleyeceğim.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Moğollar devasa bir orduyla Kırşehir'in kapılarına dayandığında, Ahi Evran 93 yaşına gelmişti. Kırşehir'de bulunan ve sayıları çok az olan Ahiler ve gönüllüler düşmanın önüne çıkmaktan çekinmediler. Ölümün kaçınılmaz olduğunu bilerek kılıçlarını kuşandılar ve tarihte eşine az rastlanır bir cesaretle Kırşehir'in dışında Moğolların karşısına dikildiler. Ahi Evran'da ilerlemiş yaşına rağmen zırhını giymiş, kılıcını kuşanmış ve atına atlayıp küçük ordusunun başına geçmişti. Alaeddin Çelebi ve diğer Ahiler: "Ömrünüz mücadeleyle geçti, artık sizin dinlenmeniz lazım." gibi sözlerle, Ahi Evran'ı savaştan uzak tutmak istediler. Ahilerin tüm ısrarlarına rağmen, kesin bir dille geride kalmayı reddetti Ahi Evran: "Ne yani, korkaklar gibi yatakta mi öleyim?" diye sordu. Ardından: "Ömrümü adadığım bir dava uğruna kıyam etmekten, bir kaç yıl daha yaşamak için mi kaçayım? Bu katiyen olmaz!" dedi.
Sayfa 383Kitabı okudu
Halkın içinde canını seven ve Moğolların satın aldığı tek tük adamlar vardı. Bu adamlar direnişi kırmak ve savunmayı zaafa uğratmak için herkesin içinde Ahi Evran'a: "Kalenin önüne toplanmış olan Moğol askerlerini saymaya kalksak 10 günümüzü alır. Böylesine kalabalık ve güçlü bir orduya karşı, bir avuç insanla kazanacağımızı mı sanıyorsun? Teslim olursa bizi affederler." dediler. Ahi Evran keskin bakışlarını Moğol ordusunun üzerine çevirdi ve bir süre konuşmadı. Daha sonra adamlara dönerek, gayet kendinden emin bir sesle konuştu. "Haklı olan, Hak dava üzerine mücadele eden, doğru tarafta bulunan insanlar asla kaybetmezler. Ben bunu kazanç veya kayıp savaşı olarak görmüyorum. Biz safımızı belirlemekle zaten kazandık. Ölsek de kalsak da zafer bizimdir! Bizim mücadelemiz canı tende tutma mücadelesi değildir. Bizim mücadelemiz, bir avuç bile olsak, Moğol sürülerinin karşısına çıkılabileceğini göstererek, Anadolu insanına direniş ruhu kazandırma mücadelesidir. Nesillerimizin zalimlerin kölesi değil: onurlu, özgür insanlar olarak yaşayabilmelerinin mücadelesidir. Moğol alçaklarına teslim olmaktan bahsediyorsunuz! Ben onlara teslim olmaktansa bin kez ölümü tercih ederim. Ölüm: zalimin inisiyatifindeki muammadan evladır! Çocuk, yaşlı, kadın demeden tecavüz eden, akıl almaz işkencelere tabi tutan, parçalara ayırarak onları öldüren, şehirleri dümdüz eden vahşi bir topluluk Kayseri halkına insaf edecek öyle mi? Bizim Allah'tan başka hiç kimsenin merhametine ihtiyacımız yok!"
Sayfa 367 - Kayseri'ye saldırmak üzere gelen Moğollar için tarafta değiştiren insanlarla Ahi Evran'ın sohbetinden..Kitabı okudu
Belli ki bedevinin biri, yanında, huzurunda olmanın heyecanıyla kaskatı kesilmişti. "Korkma!" demiştin adamın sırtını sıvazlarken. "Karşında ne bir kral var, ne de bir vali. Ben Kureyş'te kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum." Korkuyorum Ya Rasulallah. O bedevi gibi heyecandan durmayan kalbimin, bir kör avuntuya kapılıp seni unutmasından. Korkuyorum Ya Rasulallah. Seni unutup, seni hatırlamayıp, seni anlatamamaktan.
Sayfa 223Kitabı okudu
Mantık ve aklın tanımladığı bir uyum, sevgi değildir. Güvenlik ve sahiplenme arzusunun gerçekleşmesiyle oluşan duygu, sevgi değildir. İlgilenmek, değer görmek, sevilmek, önemsenmek arzusunun tatmin oluşuyla yaşanan şey sevgi değildir. Korku ve kaygılarını gideren bir insana duyduğun tutku veya sende olmayana duyduğun çekim, sevgi değildir. Korkak bir insanın cesur bir insana, kararsız bir insanın kendinden emin ve kararlı birine duyduğu şeye sevgi denebilir mi? Hele hele bedensel arzu ve tatminin oluşturduğu alışkanlık ve tutkuya sevgi demek sevgiye ihanet olmaz mı? Biliyor musun, bizler muhtaç oluşumuzu sevgi diye adlandırıyoruz. Bize güven veren ve rahatlatan bir insana "seni seviyorum" diyoruz. Aslında; "Kendimi güvende hissetmeye muhtacım, bunu da sen bana hissettiriyorsun." dememiz gerekmez mi? İhtiyaç ve beklentinin adı sevgi midir?
Reklam
Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihlenir. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "Bırak kendini, koy gitsin!" Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!'
Sayfa 518 - ŞemsKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.