Dünya ne güzel bir yerdi. Kıymetini bilene; sadece güneşi, gökkuşağını ve ay ışığını görmek için bile doğmak yeterdi. Savaşmak nedendi? İnsan insanı nasıl öldürürdü? Ne karşılığında, ne için? Hangi amaç bir candan, bir yaşama hakkından daha önemliydi? Silahlar, toplar, tüfekler ne için icat edilmişti? Topraklarına toprak eklemek, daha büyük ülkeleri arzu etmek, kendi hükmünü kurmak ne verecekti sahip olana? En fazla kaç yıl yaşardı bir insan, yüz mü? Sonra... Birkaç metrelik toprağa, aynı esvapla gömülmeyecekler miydi?
Uzun yollarda düşünür ya insan; kendini, yaptıklarını, yapamadıklarını, hayallerini, engellerini, keşkelerini..
Üstelik yolun uzunluğu gidene bağlıdır.
Menzilde sevinç varsa upuzun, keder varsa kısacıktır.
"Yollar da yıllar gibidir belki de..."