Arkadaşımın tavsiyesiyle başlayıp bayıldığım bir eser okudum. Aslında 2 veya 3 günde bitecek bir eser, ama şu ara yoğunluğum olduğu için ara ara okuyabildim.Eline alınca kurguya öyle bir giriyor ki okur, Sırlıcesme' deki her insanı tanır hale geliyorsunuz. Eser 2017 Everest İlk roman ödülünü de hakkıyla almış.
Kitabın kahramanı Sadık,Sırlıçeşme isimli bir kasabanın nasıl ortaya çıktığından başlayıp nevi şahsına münhasır kasaba sakinlerini ve uzun bir dönemi geriye dönüşlerle anlatıyor.
Sadık ve Fikret' in dostluğu, Fikret üzerinden yakın çağ Türkiye gerçekliği, kalabalık şahıs kadrosunun tek tek öyküsü, insanı boğmadan harika bir üslupla anlatılıyor. Yazarın dili kullanmadaki başarısına ise şapka çıkarmak gerekiyor.
Cumartesi anneleri, 80 dönemine yapılan göndermeler, göz altılar, derin devlet ilişkileri de masalsı gerçeklik içinde kurguya öyle güzel yerleştirilmiş ki eseri güzel kılan da bu bence.Okurken burası ne kadar gereksiz olmuş dediğiniz hiçbir unsur yok.İyi bir okurum diyorsanız kesinlikle listelerinize almalısınız. Velhasıl Ayhan Koç' a bayıldım. Yolu açık olsun...
"Sen sen ol, kimseyi degistiremeyecegi bir şey için suçlama Sadık."s 52
"Korkaklar sükutu altın, cahiller erdem, zalimler düzen sayar ama bilesin, biri can biri şan,biri de kan derdindedir."s.52
"İnsan, yolunu gozleyenlerin umutları kadar yaşıyormuş meğer." S.124
"Sadece dostların sessizliğini paylaşır." S.125
"Kimsenin yanında olmam.Anonimlesirim. Sıfat, zamir, tümleç olmaz benden, anca bağlaç,hadi belki edat. "S.361