Miguel de Unamuno böyle olsun istemezdi. O yüzden bu bir buluşma "ilote"sidir.
Havaların iyice ısınmaya başladığı bir mart ayında, fiilen İspanya'ya gitme imkanı olmayanlar için onlarca değerli okur arkadaşımızın ayağına İspanyol Edebiyatı'nı ve
Kıssadan hisse 1000kitap'ın bütün okurları birleşince...
En kalabalık ve en renkli toplantılarımızdan birini yapmış olmamızın keyfini yaşadık. Bunun nedeni pek tabii ki
Yaşar Kemal kalitesiydi.
İzmir'den, Bursa'dan, Kocaeli'den ve İstanbul'dan bambaşka renklerdeki insanların, yepyeni yüzlerin toplantımızda ilk kez
Soren Kierkegaard'ın kitaplarını anadilinden okuyabilmek için hiç üşenmeden Danca öğrenen, zamanın faşist Franco rejimine karşı "ya herro ya merro" deyip de karşı çıkan, o güne kadarki bütün edebiyat akımlarını reddedip "nivola" adında bir tür ortaya atan çok manyak bir yazardı
Miguel de Unamuno
Bu varoluşçu yazarın ismini hayatlarınızda ilk kez duymuş olabilirsiniz fakat bu iletiye rastgelenlerden İspanya'da en sevilen ve en cesur yazarlardan biri olan Unamuno'nun Sis ve Günlükler kitaplarını okumalarını tavsiye ediyorum. Bir Dostoyevski İnsancıklar ya da Yusuf Atılgan Aylak Adam kitabı tadı alacağınızdan şüphem yok.
Ayrıca beni bilenler bilir, yazarlara yapılan Türkiye'nin Nietzsche'si, Doğu'nun Kafka'sı şeklindeki atıfları hiç sevmem. Peki Unamuno için hazırladığım okuma rehberi videosunun başlığında Unamuno'ya neden İspanya'nın Dostoyevski'si deyip kendimle çelişkiye düştüm? Bu sorunun cevabı da videonun içerisinde saklı:
ytbe.one/_xHgWiYVI4o
Videoyu izlemek istemeyenler için kronolojik okuma sırası:
- En iyisi evlenme Don Augusto, eğer sonsuz bir gençlik düşünü yaşamak istiyorsan, evlenme.
- Peki evlenmeyip de ne yapayım? Zamanımı nasıl geçireceğim ?
- Felsefeyle uğraş.
- Evlilik en iyi, belki de tek felsefe okulu olmasın?
- Yok dostum, yok! Bilmiyor musun ne kadar çok büyük filozofun bekar kaldığını? Rahip olanları bir yana bırak, Descartes'ı, Pascal'ı, Spinoza'yı, Kant'ı anımsa..