Jean Rabe, yirmi beş yaşında bir genç. İşsiz. Fört şapkasını kirli ellerine aldı, şapkayı ağırlaştıran karlan silkeledi. Pek güzel bir kardı bu, kuzey kutbunun kan gibi bembeyaz. Jean Rabe, yenilesi bir şeymiş gibi iş tahla bakıyordu kara. Liseden çıktığından beri bütün düşünce dünyası yemek zevkini geliştirmeye adanmış gibiydi.