Newest Sivil Darbe Quotes

You can find Newest Sivil Darbe quotes, newest Sivil Darbe book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Örgütsüz bir halk, sadece bir insan kalabalığı demektir. Demokrasi kültürü öncelikle örgütlülük bilincidir. Bizde büyük halk kitlelerinin beklentisi ve arzuladığı şey örgütlenme değil, bir kurtarıcının gelmesidir... Bu nedenle de kurtarıcı olarak gördüğü kişiye tapınırcasma bağlanır. Onu bütün kusurların üstünde ve ötesinde görür. Bu bizde her zaman az çok böyleydi. Günümüzde ise en aşırı bir örneğini yaşamaktayız.
Soytarıyla komedi sanatçısı arasındaki fark, soytarının Ölçü tanımazlığındadır. Soytarı ve diktatör arasındaki benzerliklerden biri de buradan geliyor olabilir. Soytarı güldürmek için her türlü şaklabanlığı dener. Diktatör için de akıl ve mantık tutarlılığı diye bir zorunluluk yoktur. Tehditle sonuç alamadığında yalana başvurur. Dün söylediğini bugün yadsıması olağan şeydir.Gerekli gördüğünde kendini acındırmak için yalvarmaktan utanmaz.Her şeyi yalan dolandır.Görünürdeki hedefi ne olursa olsun, asıl sorun, kişiliğindeki doyumsuz buyurganlık hırsıdır.
Reklam
Şimdi Uğur Mumcu'yu dinleyelim: "En tehlikeli 'İzm'hangisidir, diye sorsalar, ne yanıt verirdiniz? Bence en tehlikeli ‘İzm’ narsisizmdir. İnsanın kendi görüntüsüne âşık olması kadar tehlikeli bir ruh hastalığı yoktur. Diktatörlerin birçoğu kendi kendilerine hayranlıkları nedeniyle kendi sonlarını hazırlamışlardır.
Çünkü bütün uygar anayasalarda, yargının da, yürütmenin de, yasamanın da üstündeki en yüce değer, bireydir... (Bkz. TC Anayasası, "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" vb...) Çünkü yargı bağımsızlığı yargının diktatörlüğü demek değildir... Diktatörleşen yargı, engizisyondur... Ya da bunun tam tersine, yürütmenin buyruğu altına girmiş olduğu kuşkusu uyandıran yargı da artık bağımsız yargı sayılamaz...
Kıran vurdu memleketi Zalimler hakan olmuştur Yedikleri yoksul eti İçtikleri kan olmuştur Kula kulluk etmeyenin Vicdanını satmayanın Haram lokma yutmayanın Mekânı zindan olmuştur
Amerikalı siyaset bilimcisi, Türkiye'nin "Kemalizm"in yönlendirdiği yanlış yörüngeden çıkarak yeniden ait olduğu yörüngeye (bir Ortadoğu İslam ülkesi olmaya) yönelmesi için, "gerekli siyasal ve dinsel meşruluğu kendisinde toplamış" bir liderin gerekliliğine işaret ediyor.
Reklam
"Cumhuriyetin 100. yıldönümünü kutlayan Türkiye, Atatürk'ün hedeflediğinden çok daha muhafazakâr bir ülkedir. Şeriat ile yönetilmez, ancak İslami muhafazakârlık yerleşik baskın bir güce dönüşmüştür.
şu an da farklı sayılmaz...
Hekim arkadaşlarımdan aldığım iki bilgiyle yazımı tamamlayayım. "Acil çocuk" servisinde görevli bir arkadaşım, iki hekim olarak 24 saatlik nöbetleri süresinde, 760 hastaya baktıklarını söyledi... Rakamı yanlış okumadınız. İkiye bölündüğünde 380 eder. Bu hekimlerden her biri, 24 saat süresince, yemeden, içmeden,dinlenmeden, uyumadan hasta baksalar, saat başına yaklaşık 15,4 dakikaya 1 hasta düşer...
AKP büyük bir can sıkıntısı olarak ülkenin tepesinde durmaya devam ediyor. Yalan, tehdit, şantaj, demagoji, iftira, ikiyüzlülük, takiye, gerçekliği göz göre göre tersine çevirme ve adına ne derseniz deyin aynı türden her çeşit kötülük ülkemizin hayatını hiçbir zaman bu kadar kaplamamış, kişisel hayatlarımızı bu ölçüde baskı altına almamıştı.
"Kara gün kararıp kalmaz" Türkçemizin en güzel deyimlerinden biri olsa da kara gün gitgide daha da kararıp kalmakta... Geleceğimizi, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini kapkara günler bekliyor. Benim kuşağım dünyaya umutla bakan bir kuşaktı. Bugünkü kapkara gün; bu bölünmüş, parçalanmış, kültürsüzleşmiş, kendine güvenini tümüyle yitirmiş Türkiye görüntüsü aklımızın ucundan geçmezdi.
199 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.