Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sivil İtaatsizlik ve Anarşizm

Selçuk Aydın

Sivil İtaatsizlik ve Anarşizm Sözleri ve Alıntıları

Sivil İtaatsizlik ve Anarşizm sözleri ve alıntılarını, Sivil İtaatsizlik ve Anarşizm kitap alıntılarını, Sivil İtaatsizlik ve Anarşizm en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sadece bir kağıt parçasını oy sandığına atarak bir şeyi değiştiremezsiniz. Çoğunluğa uyan bir azınlık her zaman güçsüz kalmaya mahkumdur. Bireyler bütün güçlerini ortaya koydukları anda hükümetler çaresiz kalacaktır. Binlerce insanın vergisini ödememesi şiddet içeren, kanlı bir eylem değildir. Aksine vergilerini ödeyen insanlar devletin suç işlemesine ve kan dökmesine olanak veren suç ortaklarıdır. Uyruklar bir gün itaati reddeder, devlet memurları görevlerini bırakırlarsa devrim o zaman amacına ulaşmış demektir.
Anarşizm birtakım meşrulaştırma araçlarıyla varlığını sürdüren ve düzeni tesis ettiğini iddia eden otoriteleri sorgulayan bir felsefedir. İnsanların düzenin sağlanması adına otoriteler tarafından gasp edilen haklarının geri alınması ve bireyin kendi yaşamı hakkında belirleyici olmasını isteyen bir içeriğe sahiptir. Kısacası anarşizm bireyin özgürlüklerini kurban eden her türlü tahakküm ilişkisini yok sayan, bireyi ve onun sahip olduğu hakları ve özgürlükleri merkeze alan bir ideolojidir.
Reklam
Thoreau, modernite ve onun icadı olan ulus devlet kavramlarına da mesafeyle yaklaşır. İnsanların büyük bir çoğunluğunun, bedenleriyle devlete insan olarak değil de bir makine olarak hizmet ettiklerini, devletin ya da sistemin istediği askeri birlikleri (ordu-jandarma-muhafız vb) oluşturduklarını ve bu insanların genellikle ne bir yargıda bulunduklarını ne de ahlaki bir duyguya sahip olmadıklarını iddia eder. Sistem bu insanları ağaç ya da taş seviyesine indirir.
Gandhi için gerçek bütün hayatı kapsayan temel bir ilkedir. Her şeyin temeline ahlakı koyan Gandhi, her türlü ahlakın özünü de gerçekliğin oluşturduğunu iddia eder. Gandhi, aynı zamanda gerçeğin iki yönü olduğunu vurgular. İlk olarak, gerçek her şeyin üstünde, kendisiyle bütün varoluşun, eylemlerin ve düşüncelerin anlam kazandığı, temellendirildiği bir postüladır. Bu bir inanç biçimidir. Satyagrahanın içerdiği direniş ve kararlılık da buradan kaynaklanır. Gandhi'nin düşünsel ve eylemsel arka planında da bu inanç yatar. Gandhi için gerçeğin diğer yönü ise gerçeğin bilgisidir. Yaşantısı ve tecrübesi ona bu bilgiyi sunarken, gerçeğin bilinebilen yanının aynı zamanda gerçeğin göreceli olabileceği bilgisine ulaşmasını sağlamıştır. İlkinde gerçek değişmez ve sabittir, ikincisinde ise insandan insana değişebilen göreceli bir gerçek tasavvuru söz konusudur. Bu da "satyagraha"nın özünü oluşturur.
Sayfa 110Kitabı okudu
Anarşizme göre devletin sahip olduğu siyasal rejimin pek de bir önemi yoktur. Bir monarşi ile demokratik cumhuriyet arasındaki temel fark, monarşide memurların kendi ceplerini doldurmanın yanı sıra, ayrıcalıklı sınıfların daha çok kar edebilmeleri için hükümdar adına halkı ezip soymaları söz konusu iken, demokratik cumhuriyette aynı iş halk iradesi adına yapılır. Ancak, halkın dövüldüğü sopanın, halk sopası adını alması halkı pek rahatlatmaz. En cumhuriyetçi, en demokratik, en liberal olduğu söylenen devlet bile, nihai olarak ayrıcalıklı bir azınlık tarafından yönetileceğinden ve tepeden aşağıya örgütlendiğinden, halkın gerçek çıkarlarını halktan daha iyi düşünemez. Tüm yönetim biçimleri açık ya da örtük bir biçimde zora, tahakküme dayanır.
Sayfa 220Kitabı okudu
Arendt, özgürlük hareketlerinde şiddet yerine, sivil itaatsizliği benimseyenlerin daha başarılı olduğuna dönük bir tespitte bulunmaktadır. Çünkü şiddet ayrıştırıcı kin tohumları ekerek, nefreti kalıcı kılar. Oysa sivil itaatsizlik, uzun vadede rakiplerin "kalbinde" bir sempati oluşturmaya çalışır. Şiddet, empatik düşünceyi önlediği gibi, düşünmeyi de yok eder; bundan dolayı şiddet daha fazla şidddeti doğurur.
Reklam
Gandhi'nin temel felsefesine şekil veren ilkelerden bir diğeri de "khaddar"dır. Bu ilke sade yaşam anlamına gelmektedir. Gandhi bu ilkeyi bizzat hayatında tatbik etmiştir. Modernleşmenin getirmiş olduğu aşırı makineleşmeye de karşı olan Gandhi, toplumda kitleyle bölüşülmeyen her şeyin kendisi için tabu olduğunu, sanayileşme ile birlikte zenginliğin belirli ellerde toplanacağını bu durumun da şiddete neden olacağını ifade etmiştir.
Sayfa 112Kitabı okudu