Sevda sarayında ihtilâl oldu
Âsi kalbim sana geldi, görmedin
Eşiğinde boyun büküp, lâl oldu
İnâd ettin, kapısından girmedin
Bilse idim karanlığın içini
İşler miydim bu garipler suçunu
Hainlere tarattığın saçını
Benim için, bir kez bile, örmedin
Hasretinle ırmağımı taşırdın
Kötürümdüm; sıra dağlar aşırdın
Gözlerinin âteşinde pişirdin
Yanar oldum; bir damla su vermedin
Derdim aktı gece gündüz kelâmdan
Mezarıma su taşıdım elemden
Seni suâl ettim bütün âlemden
Sen beni ölümden bile, sormadın
yüreğimi yerden yere vurdun da
bir ben kaldım, bir de zulüm ardında
neyim varsa kırdın gönül yurdunda
minnettârım; zincirimi kırmadın
arıyorsun diye sokak aralarında
pembe bir duvara astım rûhumu
geri dönen mektuplardır düşlerim
sarıda kayboldu hokka ve kalem
nefsimizin kuyusundadır ölüm