Siyah Köpekler

Ian McEwan

Siyah Köpekler Sözleri ve Alıntıları

Siyah Köpekler sözleri ve alıntılarını, Siyah Köpekler kitap alıntılarını, Siyah Köpekler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün bu anne-babalar sadece benim olmadıkları için mi bana çekici geliyorlardı?
Sayfa 11 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
İnsan yalnız uyumaya ne kadar kolay alışıyor.
Sayfa 65 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
(2/5) Sonra da uygun şartlar gerçekleştiğinde farklı ülkelerde, farklı zamanlarda, korkunç bir zalimlik, yaşamın patlamalarına karşı bir kötülük. Her biri içindeki nefretin derinliğine şaşırıyor. Sonra kötü ruh geri çekiliyor ve bekliyor. O kalplerimizin içinde bir şey."
Sayfa 174 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
(3/3) Bu düşünceler Bernard'a 1946'da, Languedoc'ta bir çam ağacının altında geldi. Bu June'la paylaşabileceği bir gözlem değildi, derin bir öğrenme, cesaretini kırarak onu sessizliğe gömen bir gerçeği tanıma anıydı. Sonra kendi kendine sordu: Unutmak insanlık dışı ve tehlikeli, hatırlamaksa sürekli bir işkence olduğunda, bu toz ve gözeneklerle kaplı Avrupa'dan iyi olması mümkün ne olabilirdi?
Sayfa 167 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
(2/3) Daha önce savaş hakkında düşünmemiş gibi görünüyordu. Savaşın bedeli hakkında hiç düşünmemişti. İşinin ayrıntılarıyla, işini iyi yapabilme kaygısıyla çok meşguldü, en geniş bakış açısı, savaş amaçları, savaşı kazanmak, istatiksel ölümler, istatiksel yıkımlar ve savaş sonrası yeniden yapılanmaydı. İlk defa felaketin büyüklüğünü duygusal anlamda hissetti; bütün bu tek ve yalnız ölümler, konferanslarda, gazete başlıklarında, tarih kitaplarında yer almayan, sessizce evlere, mutfaklara, paylaşılmayan yataklara ve acı veren anılara çekilen, aynı şekilde tek ve bireysel olan bütün bu kederi yeni fark ediyordu.
Sayfa 167 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Okullu çocuklardan oluşan bir grupla, içinde ayakkabılarla dolu tel kafesler olan bir kulübeye girdik. Kurutulmuş meyveler gibi yassılmış ve kıvrılmış onbinlerce ayakkabı. Başka bir kulübede daha fazla ayakkabı daha fazla ayakkabı ve bir üçüncüsünde inanılmayacak kadar daha fazla, artık kafeslerde değil, tüm yeri kaplayacak şekilde dökülmüş. Çivili bir çizmenin yanında, tozda körpeliği hâlâ görünen bir çocuk ayakkabısı. Hayat bir mekik oyasına döndü. Dışa dönük sayısal ölçekler, söylenmesi kolay sayılar -on ve yüz binler, milyonlar- düşünceyi, yakın hissetmeyi, çekilen acıyı gerçekten kavramayı reddediyordu ve insan, sinsice zulüm edenlerin terimlerine çekiliyordu; insan hayatı ucuzdu, yığınlar halinde teftiş edilecek hurda. Yürümeye devam ederken duygularım öldü. Yardım etmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Sayfa 111 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
(4/5) Hiçbir önlemimiz yoktu elbette ve o günkü cehaletimle hamileliğin kaçınılmaz olduğunu düşünüyordum. Aynı zamanda geri dönemeyeceğimi de biliyordum. Bundan dolayı acı çekiyor ama bunun yanında özgürlüğün tadına varıyordum. Bunun, suç işleyen birinin bir an için bile olsa, o suçu işlediği zaman hissetmesi gereken özgürlük olduğunu düşünüyordum.
Sayfa 55 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
(3/5) Resmi tavırlar çok sert ve cezalandırma eğilimliydi. Tabii ki hiç bir mali destek yoktu. Evli olmayan anneler toplum dışına itilmiş bir yüzkarasıydılar, nefret dolu yardımlara, kilise gruplarına ya da başka insanlara bağımlıydılar. Hepimiz bizi düz ve dar yolumuzda tutacak yarım düzine korkunç, uyarıcı öykü bilirdik. O öğleden sonra bunlar yeterli değildi, ama rüzgâr ve yağmurun bugünkü gibi şiddetle penceresini dövdüğü evin en üst katındaki bu küçük odaya çıkarken, kötü kaderimi çizdiğime emindim.
Sayfa 55 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
(2/5) Evli olmayan anneler sokaklarda yürütülüyor, onlara bakmakla görevli kuruluşlar tarafından küçük düşürülüyorlardı. Kızlar düşük yapmaya çalışırken kendilerini öldürüyorlardı. Şimdi çılgınlık gibi görünüyor, ama o günlerde hamile bir kız herkesin haklı olduğunu, çılgın olanın kendisi olduğunu ve başına gelen herşeyi hak ettiğini düşünme eğilimindeydi.
Sayfa 55 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
"Daha bitirmedim. Başka bir şey vardı. Bu tedirgin edici şeyleri düşünüyordum, ama mutluydum. Sessizlikte oturup dağların kırmızıya dönüşmesini izlemek, ipeksi akşam havasını solumaktan başka bir şey istemiyordum ve Bernard'ın da aynı şeyleri yaptığını, aynı şekilde hissettiğini biliyordum. Yani burada başka bir sorun vardı. Durgunluk ya da sessizlik değil. Reformcu sosyal demokratların vefasızlığına, şehirde yaşayan yoksulların koşullarına üzülüyorduk; tanımadığımız, o anda yardım edebilecek durumda olmadığımız insanlar. Yaşantılarmız bu yüce an için bir araya gelmişlerdi - yaşı beş binden fazla, kutsal bir yer, birbirimize duyduğumuz sevgi, ışık, önümüzdeki büyük boşluk - ama biz hâlâ bunu yakalayamıyor, içimize yöneltemiyorduk. Şimdiki zamanın içinde kendimizi özgür bırakamıyorduk. Bunun yerine diğer insanları özgürleştirmeyi düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzluğu hakkında düşünmek istiyorduk. Kendimizi maskelemek için onların sefaletini kullandık.
Sayfa 39 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Anne, Baba, Çocuklar
İki yıldan fazla bir süre boyunca çok sık olmayan ziyaretlerimi tek başıma yaptım. Jenny ve annesi yirmi dakikalık bir sohbeti bile bir zorlama olarak algılıyorlardı. June'la yaptığım dolambaçlı konuşmaların sonucunda yavaş yavaş benim yazacağım bir anı kitabı oluşturma olasılığı ortaya çıktı. Bu düşünce ailenin diğer üyelerini utanca boğdu. Jenny'nin erkek kardeşlerinden biri beni vazgeçirmeye çalıştı. Unutulmuş kavgaları gündeme getirerek, güçlükle sağlanmış anlaşmayı tehlikeye atmak isteyeceğimden kuşkulanıyorlardı. Çocuklar, anne-babalarının aralarındaki farklar gibi alışılmış bir konunun nasıl cazip olabileceğini kavrayamıyorlardı.
Sayfa 28 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
(5/5) Eğer olursa, ki bu nesiller alabilir, onun içinden gelen iyilik, toplumlarımızı programlamayan, önceden görülmeyen bir yolla şekillendirecek. İnsanlar belli bir grubun ya da belli düşüncelerin kontrolü altında yaşamayacaklar..."
Sayfa 175 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Yardım etmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Beslenecek ya da serbest bırakılacak hiç kimse yoktu. Ya buraya gelip umutsuzluğa kapılırdın ya da ellerini ceplerine koyar, içindeki sıcak ve yumuşak değişikliği kavrayarak, kendini kabus görenlere bir adım daha yaklaşmış bulurdun. Bu bizim kaçınılmaz utancımızdı, sefaletteki payımız. Biz öbür taraftaydık, şimdi burada, daha önce kumandanın ya da onun politik üstünün yürüdüğü gibi özgürce yürüyor, onu bunu karıştırıyor, gelecek öğünümüzden kesin olarak emin olmanın rahatlığıyla dışarıya giden yolu biliyorduk.
Sayfa 112 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Kasabanın, tüm Yahudilerini, nüfusunun üçte birini tüketen kampa ne kadar yakın olduğunu tam olarak anlayamadım. Yan yanaydılar, Lublin ve Majdanek, olayın içinde olan ve olmayan. Ana girişin dışındaki bir tabelayı okumak için durduk. Burada yüzbinlerce Polonyalı, Litvanyalı, Rus, Fransız, İngiliz ve Amerikalının öldüğünü yazıyordu. Çok sakindi. Görünürde kimse yoktu. İçeri girmek için bir anlık bir isteksizlik duydum. Jenny'nin fısıldayışıyla irkildim. "Yahudiler'den hiç söz edilmiyor. Görüyor musun? Hâlâ devam ediyor. Üstelik bu resmi bir şey." Sonra, daha çok kendi kendine söyler gibi ekledi, "Siyah köpekler."
Sayfa 110 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
O anda beni çarpan Bernard'ın sözlerindeki adaletsizlik değil, iletişim güçlüğündeki vahşi sabırsızlık ve yataktaki sevgililerin yerini alan paralel aynaların görüntüsü oldu; yalanın içinde solgunlaşan sonsuz benzerlikleri geri yansıtıyorlardı.
Sayfa 90 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.