İç dünyada ne kadar yavaş olursa olsun bir devrim yapmadan, büyük düşüncelerimizin hepsi değersiz. Eğer herhangi bir zamanda birbirimizle barış içinde olacaksak, kendimizin üstünde çalışmalıyız.
İnsan doğası, insan yüreği, ruh, öz, bilincin kendisi nasıl istersen öyle adlandır sonuçta üstünde uğraşmamız gereken o. Onun gelişmesi ve yayılması gerek; yoksa kederimizin ölçüsü asla azalmaz.
Kötülükle karşılaştım ve Tanrı’yı keşfettim. Ona benim keşfim diyorum ama tabi yeni bir şey değil bu ve benim de değil. Herkes kendisininkini yaratmak zorunda. İnsanlar bunu tanımlamak için farklı ifadeler kullanıyorlar. Sanırım dünyanın bütün büyük dinleri, farklı bireylerin bir manevi gerçeklikle yaratıcı bir bağlantı kurmaları,Sonra da o bilgiyi canlı tutmaya çalışmaları sonucunda ortaya çıktı. Çoğu kurallar, uygulamalar ve güç tutkusu içinde yitip gider. Dinler böyledir. Aslında sonuçta bir kez temel gerçek içimizde sonsuz bir kaynak, daha yüksek bir varoluş için bir potansiyel, bir erdem olduğu kavrandıktan sonra onu nasıl tanımladığının pek de önemi yok.