''Eğer insan bir milletin köpek gibi ayağına kapanmasını istemiyorsa, o zaman ''Ben ne yapabilirim ki, ben de bir kurbanım'' diyerek ucuz bir duygu patlamasının getirdiği bir gülücükle, geçmişi yok sayamaz.''
''Beyaz çocuklar bir araya geldikleri ender durumlarda, oradan geçen bir yerliyi soytarı durumuna düşürmek için ona selam verip eğlenebilirler; köpekleri üzerine salıp onun kaçışını izleyebilirler; küçük siyah bir çocukla bir köpek yavrusuyla oynar gibi oynayabilirlerdi; oysa bir köpeğe suçluluk duymadan taş ve sopa atamazlardı.''
Siyah Madonna:
*
''Yüzbaşının tam karşısında siyah bir kız resmi vardı. Genç ve tombuldu. Desenli, mavi bir elbisesi vardı ve yumuşak ve çıplak omuzları giysiden dışarı çıkmıştı. Sırtında kırmızı bir kumaşla bağlanmış bir bebek taşıyordu. Yüzü Yüzbaşıya dönüktü ve gülümsüyordu.
''Bu Nadya'' dedi Yüzbaşı. ''Nadya..'' diye inledi yüksek sesle. Siyah çocuğa baktı ve gözlerini kapadı. Gözlerini açtı, anne ve çocuğu hâlâ oradaydılar. Michele büyük bir dikkatle siyah kız ve çocuğunun başlarının çevresine sarı halkalar çiziyordu.
''Tanrı aşkına'' dedi Yüzbaşı, ''Bunu yapamazsın''
''Neden.?''
''Siyah Madonna olmaz'' (Sayfa: 17)
*
Siyah adamın mirası olan yaprağın, toprağın ve mevsimin ve belki de en önemlisi, insan aklındaki karanlık patikaların asırlık bilgeliğini öğrenmeden, Afrika'da ya da en azından platoda hiç kimse yaşayamazdı.
Doris Lessing’in Afrika’yı özellikle Rodezya’yı yakından tanımasının yansımalarını hemen hemen tüm kitaplarında görmek mümkün.
Siyah Madonna’daki öykülerin her biri birbirinden güzel, etkileyici.Öykülerin ana temasının ırkçılık olduğu söylenebilir.İstisna öyküler olsa da.
Kitapta yer alan öykülerin çoğu, Kaynak Yayınları tarafından yayımlanan Afrika Öyküleri adlı kitapta da bulunuyor.Ben yıllar önce o kitaptan okumuştum bu öyküleri.Aslı Biçen çevirisini daha çok beğendim ama.
Baskısı yok sanırım, bulabilirseniz okumanızı öneririm.
Siyah MadonnaDoris Lessing · Ayrıntı Yayınları · 199130 okunma
Eğer insan bir milletin köpek gibi ayağına kapanmasını istemiyorsa, o zaman, "Ben ne yapabilirim ki, ben de bir kurbanım" diyerek ucuz bir duygu patlamasının getirdiği bir gülücükle, geçmişi yok sayamaz.