Alişan Kapaklıkaya' nın otobiyrafik sayılan samimi, doğal ve bir o kadar da hüzünlü romanı...
Yazarın;
Köy hayatı,geçim sıkıntısı,yokluk, zorlu hayat şartları,bir yandan sevgisizlik,ilgisizlik derken çok küçük yaşta kardeşinin zamansız ölümüne şahit olması yaşamında büyük üzüntü ve acılara,keşkelere, pişmanlıklara, hüzün ve özlem dolu geçen yıllara bırakmış.
Siyah Pantolon'da yazarın çocukluk yıllarından, ailesinden, köyünden, okul hayatından bahsederken en değerli kardeşinin küçük yaşta nasıl melek olduğunu anlatırken aralarında yaşanan 'siyah pantolon' hikayesini okurken gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.
Alişan Kapaklıkaya'yı sosyal medyada kendi hayat hikâyelerini anlattığı söyleşi tarzında konuşmalarına şahit olmuşsunuzdur mutlaka.
Bu motivasyon ağırlıklı konuşmaları bana çok samimi gelmiyordu yani daha doğrusu dikkatimi çok çekmemişti ama bu kitabı okuyunca hayat hikâyesi beni çok etkiledi gerçekten.
Biraz hayatını gözden geçirince öğrendim ki sadece
Küçük yaşta kardeş acısı yaşamamış bir de kendi evladını kanserden kaybetmesi, hayatının zorlu bir süreçten geçmesine onun büyük bir imtihanla baş etmesine sebep olmuş.Bu kadar acılardan sonra hala dimdik durması ve insanlara faydalı olmak için çabalaması onun aslında ne kadar değerli bir insan olduğunun göstergesi.