Büyük İskender’in hükmettiği denizlerde korsanlık yapma cüretini gösteren birisini yakalayıp karşısına getirirler. İskender ona, “Neden korsanlık ediyorsun?” diye sorar. Bunun üzerine korsan, “Benim sadece bir gemim var, hırsızlık yaptığım. Oysa siz koca bir hırsız çetesine sahipsiniz!” der. Bu hikayeyi bize aktaran anlatıcıya göre, dünyevi bir etkinlik olarak devlet yönetimi veya siyaset, içinde ahlaki bir değer barındırmayan, çıkar odaklı bir etkinliktir.
Büyük İskender'in "hükmettiği" denizlerde korsanlık yapma cüretini gösteren birisini yakalayıp karşısına getirirler. İskender ona, "Neden korsanlık ediyorsun?" diye sorar. Bunun üzerine korsan, "Benim sadece bir gemim var hırsızlık yaptığım. Oysa siz koca bir hırsız çetesine sahipsiniz!" der.
Bu hikayeyi bize aktaran anlatıcıya göre, dünyevi bir etkinlik olarak devlet yönetimi veya siyaset, içinde ahlâkî bir değer barındırmayan, çıkar odaklı bir etkinliktir.
Oyun yazarı Aristophanes’in Şövalyeler oyunundan alınan aşağıdaki diyaloglar, demokrasiye duyduğu güvensizliği açıkça yansıtır. Bu diyaloglarda soylu bir general, sıradan bir sosis satıcısını, demokratik yolları kullanarak, liderleri Cleon’u devirmesi ve onun yerine geçmesi için ikna etmeye çalışır:
Sosis Satıcısı: Bana şunu söyleyin, benim gibi bir sosis satıcısı, nasıl öyle önemli bir adam olabilir?
General: Dünyadaki en kolay iş! Bütün gerekli niteliklere sahipsin: Sefil bir doğum, pazaryerinden alınma bir eğitim ve arsızlık!
Sosis Satıcısı: Yine bu görevi hak ettiğimi düşünmüyorum?
General: Düşünmüyor musun? Bana öyle geliyor ki senin vicdanın fazlaca gelişmiş. Yoksa baban bir soylu muydu?
Sosis Satıcısı: Tanrılar aşkına, hayır! Benim ailem dolandırıcıydı!
General: Şanslı adam! Kamu hayatına girmek için ne güzel bir miras!
Sosis Satıcısı: Ama ben zar zor okuyabiliyorum?
General: Cahilliğin önemsiz bir mesele. Halka önderlik etmek için eğitimli veya onurlu bir adam değil, cahil ve pis olman yeterli. Bu altın fırsatı sakın tepmeyesin!