Lokman Hekim şöyle der:
Dünyada bana ilimden daha iyi yardımcı yoktur. İlim, hazinelerden yeğdir. Çünkü sen hazineyi korumak zorundasın. İlim ise seni korur.
Devlet idaresi, Allah'ın ihsanıdır. Bu ihsanın karşılığı O'nun rızasıdır. Allah'ın rızası da halka karşı iyilik ve adaletle kazanılır.
Dünya'nın Sultanı Melikşah bilsin ki, Kıyamet gününde, kendisinin yönetimi altında bulunan insanlar haklarını ondan soracaklardır. Başkasına havale edecek olursa dikkate almayacaklardır. Madem ki durum böyledir, bu işin idaresini hiç kimseye bırakmamak, halkın işinden gafil olmamak, gizli ya da açık yollardan onların durumunu öğrenmek, uzun elleri kısaltmak, zalimlerin zulmünü halkın üzerinden kaldırmak gerekir. Bu sayede devletine bereket gelir ve hayır dualar kıyamete kadar ruhuna erişir.
Eğer raiyet içinde bir isyan, Yüce Allah'a itaatte bir had bilmezlik ve fermanları hafife alma konusunda sultana karşı bir kusur olursa o isyan edenleri uslandırmak ve yaptıklarını cezasını vermek gerekir.
Bir kişinin aldığı tedbir bir kişinin gücü gibidir. İki kişinin aldığı tedbir iki kişinin gücü gibidir. On kişinin gücü bir kişininkinden fazla olur. Şöyle bir kıyas vardır: Ademoğlundan hiçbiri Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) kadar âlim olamamıştır. Zira O,önündekini olduğu kadar arkasındakini de bilirdi; gökler ve yerler, cennet ve cehennem, sayfa ve kalem bilgisine sahipti. Hz. Cebrail (as) gelir, olmuş ve olmamıştan haber getirirdi. Sahip olduğu bunca bilgiye rağmen Yüce Allah (cc) Peygamber Efendimize (sallallahu aleyhi ve sellem), 'İş konusunda onlarla müşavere et' (Al-i İmran Sûresi 159. ayet) buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) dahi istişare ile emredildikten sonra herkesin işini istişare ile görmesi gerekir.