Siyasette 35 Yıl 1. Cilt

Süleyman Arif Emre

Öne Çıkan Siyasette 35 Yıl 1. Cilt Gönderileri

Öne Çıkan Siyasette 35 Yıl 1. Cilt kitaplarını, öne çıkan Siyasette 35 Yıl 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Siyasette 35 Yıl 1. Cilt yazarlarını, öne çıkan Siyasette 35 Yıl 1. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peki öyleyse ne yapmaya mecburuz? Hak ve adalete riayet eden sistemi içimizde kurmak zorundayız. Bu nasıl olacak? İçimizde kendimizi tenkit eden bir merkez, bir şuur oluşturmak ihtiyacı içerisindeyiz. Bu merkezin vazifesi iç muhalefettir. Yani menfaatçi olan, kendini beğenen, başkalarına haksızlık etmek isteyen nefsimize karşı; hakkı savunan başkalarının menfaatlerinde de adil ölçüler içinde gözetmeyi teklif eden, kendimizin eksiklerini, kusurlarını gören ve bunların düzeltilmesi için çaba sarfeden, kimseye haksızlık edilmesini istemeyen bir iç merkezden, bir başka iç otoriteden, eski tabirle ikinci bir nefisten, kimlikten söz etmek istiyorum. Bu hali tıpkı içimizde bir muhalefet partisi kurmaya benzetebiliriz. Çoğulcu demokraside dış alemde yapılan bu değil midir? Bu işi önce içimizde yapmalıyız İçimizde yapacağımız seçimlerde haklı olan tekliflerle haksız olan tekliflerimizi birbirinden ayırmalı, haklı olanı iktidara getirmeliyiz. Buna batılılar "otokontrol" diyorlar. Ama bana sorarsanız bu iç alemimizdeki rejimin kemale erişmesini dinimiz sistemleştirmiştir. Dinimiz içimizdeki her türlü fenalıkları emreden merkeze, otoriteye nefs-i emmare demiştir. Nefs-i emmarenin diktasını, cuntasını iktidardan indirmek için onun karşısına nefs-i levvamenin kurulmasını emretmiştir. Nefs-i levvame kendi kendini levmeden, tenkit eden, beğenmeyen, beğenilecek huyları beğenilmeyecek huylardan ayıklayan, iyi huyları iç iktidarda tutan, kötü huyları iç iktidardan düşüren nefis demektir. Bu terimler bizzat Kur'an-ı Kerim'in terimleridir.
Meclislerimiz Asla Verimli Çalışamaz..!
Muhalefetin her dediğini, sırf muhalefetten geldiği için reddetmek itiyadından iktidarlarımız kendisini kurtarmadıkça, meclislerimiz asla verimli çalışamaz.
Sayfa 124 - MGVKitabı okudu
Reklam
uzun yıllar varolunan partinin neden iktidar olamadığına ait sorusuna cevaptır.
Tabii ki öyle olur, aynı tarihte bir insan yavrusu ile bir eşek yavrusu olsa, eşek yavrusu 4 senede çula semere gelir, hemen binerler veya yük vururlar. Ama aynı anda dünyaya gelen insan yavrusunun, kâmil bir insan olarak faydalı işler görebilmesi için en az 20 sene lazım. Hele bir de yüksek tahsil yapacaksa bu süre 35-40 seneyi bulur. Bizim kabahatimiz insan olarak dünyaya gelmek.
Sayfa 73 - Mgv YayınlarıKitabı okudu
Eskiden Osmanlı Devri'nde zaptiyeler, silah araması taraması yaparken, aksakallı nurani yüzlü bir hoca efendinin cübbesinin altından bir metre uzunluğunda bir yatağan (pala) çıkmış. Zaptiyeler ayıplamış "Yazık yazık hoca efendi sen de mi böyle yapacaktın. Bu nedir? demişler. - Evlâdım biz ilmiye sınıfındanız, yazı yazarken bazı yanlışlar oluyor da onu bununla kazıyoruz.. - Aman hoca efendi o sizin dediğiniz işi yapmak için üç santimlik bir kalemtraş bile kafi gelir, buna ne hacet var? -Evlâdım bazen öyle büyük yanlışlar olur ki ancak bu pala ile kazınabilir.
Sayfa 223Kitabı okudu
Vaktiyle avukatlık devresinde, Çankırı'nın Şabanözü İlçesi'nde bir yayla keşfine gitmiştik. Güzel ve münbit görünüşlü bir arazide köylülere, merak ederek sordum. "Bu tarlalardaki ekin nedir? Buğdaya benzemiyor, niçin buğday ekmiyorsunuz bu güzelim yere?" dedim. Köylüler "Bey bu ekinler çavdardır. Biz bu araziye buğday ekiyoruz, bir kaç sene sonra bu toprağın hususiyetleri buğday tohumunu çavdara tebdil ediyor" dediler. Ben bu inanılmaz cevabı, sonra ziraatçilerden tahkik ettim. Mümkün olacağını söylediler. Bizim sihirli değnek kullanarak ülkeyi zahmet çekmeden düzeltmek isteyen bazı taklitçi insanlarımız da, Batı'dan getirdikleri tüzük veya sistemleri hususi ve mahalli şartları düşünme zahmetine katlanmadan olduğu gibi uygulamaya koyuyorlar. Menfi netice veriyor. Kanunlar çavdara dönüşüyor. Şartların ıslah edilmesi veya şartlara en uygun çözümün bulunmasına gelince o iş sulu namazdır, biz o işe gelemeyiz deniliyor.
(Erbakan hocanın Milli Nizam Partisi kurulurken yaptığı parti büro açılışlarından bahisle) Gelen haberlere göre Hoca'nın yaptığı iş şöyle yürüyordu: Bir ile gidiliyor, önce bir salon veya açık hava sineması bir geceli ğine kiralanıyor, belediye hoparlörü varsa onunla yoksa beş on lira karşılığında tutulan bir dellal marifetiyle halka
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
75 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.