Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Siyasi Partiler

Maurice Duverger

Siyasi Partiler Sözleri ve Alıntıları

Siyasi Partiler sözleri ve alıntılarını, Siyasi Partiler kitap alıntılarını, Siyasi Partiler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Diğer bir deyimle prob­ lem, Amerika’da büyük bir Sosyalist partinin bulunmayışıdır; bu ise, Amerikan işçisinin sınıf bilincinden yoksunluğu ve derin bireyciliği —Lenin’in deyimiyle küçük burjuva karakteri— ile ilgili görünmektedir. Şu halde, Amerikan partilerinin eski tip yapıları, Amerikan siyasetindeki temel muhafazakârlığın (keli­ menin Avrupadaki anlamında) sonucu olmuşa benzer. Gerçekte, iki büyük Amerikan partisinin Avrupa parlamento coğraf­ yasındaki yeri, Sağ veya Merkezdir; dolayısıyle bunların hâlâ komitelere dayanmakta olmaları, yukarıda açıklanan genel eği­ lime uygundur.
Ocak, Sosyalistlerin bir icadıdır. Salt siyasal bir temele ve do­ laysız bir yapıya dayanarak örgütlenmiş olan Sosyalist partiler, tabiatiyle, faaliyetlerinin temel unsuru olarak ocağı seçmişlerdir. Ocak, bazı dolaylı Sosyalist partilerce de kabul edilmiştir, örneğin Belçika İşçi partisinin temel grubu, sendika, kooperatif ve yar­ dımlaşma derneği üyelerini bir araya getiren yöresel «işçi ligi»ydi ve bu üyelerin çoğu, aynı anda birkaç örgütte birden üye bulunu­ yorlardı; böyle bir yapı, partinin dolaylı karakterini zayıflatmakta ve onu, üyelik bağlarını pekiştirmek amacıyle birçok «yardımcı örgütler» kurmuş olan dolaysız bir partiye yaklaştırmaktadır. Sosyalist partilerin ocağı seçmeleri, çok normaldir. Bunlar, küt­ leleri örgütlendirmeye, onlara bir siyasal eğitim vermeye ve küt­ lelerin içinden halk elitlerini çıkarmaya çalışan ilk partilerdir. Ocak, bu üçlü gereğe uygun bir karşılık olmuştur. Burjuvazinin siyasal ifade organı olan komitenin aksine, ocak, kütlelerin nor­ mal siyasal ifade organı olarak görünmüştür. Ancak bu kütlelerin tümü, sosyalizmi kabul etmiş olmadığından, çeşitli burjuva par­ tileri, işçi partilerine başarı sağlayan metodları aynen kullanarak, onları kendi yönlerine çekmeye çalışmışlardır. Böylece, birçok ülkelerde, Merkez hatta Sağ partileri, yapılarını değiştirmiş ve temel unsur olarak komitenin yerine ocağı kabul etmişlerdir.
Reklam
Ocak, komiteden daha kalabalık bir grup olduğundan, daha gelişmiş bir iç-örgüte sahiptir. Komitedeki hiyerarşi çok ilkeldir;
Ocak ve komite farkı:
Komite sınırlı, ocak yaygın niteliktedir; ocak, üye kaydetmeye, üye sayısını ço­ğaltmaya, toplam gücünü artırmaya çalışır. Ocak niteliği hor görmez; fakat onun için nicelik, en önde gelir. Komite, ancak kooptasyon veya delegasyon yoluyla girilebilecek kapalı bir grup teşkil eder; ocak ise, tamamen açıktır. Uygulamada, ocağa gire­ bilmek için istek kâfidir. Şüphesiz, aşağıda görüleceği gibi par­tilerin çoğu, üyelik hakkında birtakım kurallar koyar ve partiye giriş koşullarını tesbit eder; fakat hiç değilse ocak sisteminde bunlar, genellikle, teorik mahiyette kalır (hücre sisteminde durum pek de öyle değildir). Komite, nüfuzları dolayısıyle seçilmiş seçkinleri bir araya getirmekle yetinir; ocak ise, kütlelere hitap eder.
Meyhane, modern demokrasilerin Agora’sı olma yolundadır.
Marksist terimlerle ifade edecek olursak, komiteler, burjuvazinin normal siyasal ifadesidir. On dokuzuncu yüzyıl sonlarında Avrupa’da iki komite tipi ayırdedilebilir: Muhafa­zakâr partilerde görülen birincisi, aristokratları, büyük sanayi­cileri, bankerleri, hatta ileri gelen din adamlarını bir araya ge­tirir; Liberal veya Radikal (kelimenin Fransızcadaki anlamında) partilere tekabül eden İkincisi ise, tüccarlardan ve küçük sana­yicilerden, memurlardan, öğretmenlerden, avukatlardan, gaze­ tecilerden ve yazarlardan meydana gelir.
Reklam
Üye olduğunuz partiye aidat ödüyor musunuz?
Kara Avrupası Sosyalist partileri, halk kütlelerinin mümkün olduğu kadar geniş ölçüde örgütlendirilmesine dayanan, farklı bir yapıya sahiptirler. Dolayısıyle bunlarda, çok sıkı bir bireysel aidat mekanizmasıyle tamamlanan, belli bir üyelik sistemi görülür; parti, malî bakımdan aidatlara dayanır. Bu, vergiye dayanan kamu mâliyesi yöntemidir; oysa birinci tipteki partiler(muhafazakar-liberal) özel fi­nansman yöntemine bağlıdırlar; bunların malî kaynakları, birkaç taraftarın (tüccarlar, sanayi teşebbüsleri, bankalar, vb.) sağladığı bağış ve yardımlardan gelir.
Komite, temel seçim çevresiyle çoğu zaman çakışan oldukça geniş bir coğrafî alanda faaliyet gösterir. Fransa’da komitelerin esas faaliyeti, Üçüncü Cumhuriyetteki temel siyasal bölüm olan ilçe (arrondissement) çerçevesi içinde cereyan eder. Amerikada komiteler, özellikle, «ganimet» sisteminin sağladığı başlıca yö­ netim mevkileri için seçimlerin yapıldığı «county»lerde ve bele­diyelerde önem taşırlar. Öte yandan komite, mevsimlik olarak faaliyet gösterir; bu faaliyet, seçimler sırasında en yüksek nok­ tasına ulaşır ve seçimler arasında büyük ölçüde azalır. Kısacası komite, yarı-sürekli niteliktedir. Burada artık tek bir seçim kam­ panyası için kurulan ve onunla birlikte ömrünü bitiren geçici bir kurum söz konusu olmamakla beraber, tahrik ve propaganda faaliyetine hiç bir zaman son vermeyen modem siyasal partilere benzer tam sürekli bir kurum da henüz mevcut değildir.
İngiliz İşçi Partisi
İngiliz İşçi partisi, 1900’de kuruluşundan bu yana, büyük bir evrim geçirmiştir. Partinin uzun tarihinde ayırdedilebilecek birçok evrelerin dönüm noktaları, 1913 Sendika Kanunu, 1918’de parti tüzüğünün değiştirilmesi, 1927 Sendika Kanunu, ve 1946’da bu Kanunun kaldırılmasıdır. Bu evrimin genel görünümü, saf bir dolayh partiden, bireysel üyelerle kollektif üyelerin bir arada bulunduğu bir karma partiye geçilmesidir. Birinci sistem, 1913’te meşhur Osborne olayı sonucunda geçirdiği ilk değişiklikle, 1918’e kadar sürmüştür.
Komünist ve Faşist partiler arasında derin farklar da vardır. Birincisi, yapıları bakımından: Komünist partiler, işyeri hücreleri sistemine, Faşist partilerse bir çeşit özel milise dayanırlar. İkincisi, sosyal bileşimleri bakımından: Komü­ nizm, işçi sınıfının siyasal ifadesi, kendi kurtuluşu için savaşan proleteryanın öncü kuvveti olduğunu ileri sürer; Faşizmse, kendi tasfiyelerini ve siyasal iktidarın işçi sınıfınca ele geçirilmesini ön­ lemek amacını güden orta-sınıfların ve burjuvazinin savunma ordusunu meydana getirir. Nihayet, doktrin ve temel felsefe ba­ kımından: Komünizm kütlelere, Faşizm «seçkinler»e inanır; Komünizm eşitlikçi, Faşizm aristokratiktir. Komünizm, iyimser bir metafizik sisteme, bir ilerleme inancına, tekniğin uygarlaştırıcı erdemlerine karşı derin bir imana dayanır. Faşizm ise, insanlığı kötümser bir açıdan görür; ondokuzuncu yüzyıl bilimciliğini olduğu gibi, onsekizinci yüzyıl akılcılığını da reddeder; geleneksel ve ilkel değerler (ırk, kan ve toprak birliği) üzerinde durur. Fa­şizmin bilinçaltında en yüce değerleri canlandıran, işçi değil, köylüdür.
Reklam
Ostrogorski’ ye inanmak gerekirse, rüşvet, İngiliz parlamento gruplarının gelişiminde oldukça büyük rol oynamıştır.
İsveç’te ve Belçika’da genel oyun yokluğu, işçi sınıfını, bir parti yoluyla siyasal ifade kazanmaktan alıkoymuştur. Buna karşılık, sendikaların ve kooperatiflerin faaliyeti, işçilerin hayat koşullarının iyileşmesini sağlamıştır.
1848 Fransız Kurucu Meclisinde, Palais National, Institut (Ilımlı Cumhuriyetçi), Rue de Poitiers (Katolik Monarşist), Rue de Castiglione ve Rue des Pyramides (Sol) grupları vardı. Frankfurt Par­ lamentosunda da, Cafe Milani (Aşırı Sağ) ,Casino (Merkez Sağ), Hotel de Wurtemberg (Merkez Sol; Westendhal ve Hotel d’Augs- burg partileri de bundan kopmuştur), Hotel d’Allemange (Sol) ve Hotel du Mont-Tonnere (Aşırı Sol) partileri mevcuttu.
Kemalizm
Kemalizm, demokrasiye geçiş için en gerekli asgari koşullara bile sahip bulunmayan bir ülkeyi, millet olmaya, aklın özgürlüğüne, çağdaşlığa ve demokrasiye taşımak demektir.
Amerika Birleşik Devletlerinde de seçim komiteleri özel ko­şullardan yararlanmıştır. Birçok kamu görevleri seçimli oldu­ ğundan, bir seleksiyon mekanizması kendisine yol göstermedikçe, seçmen kütlesi, ne yapacağını bilmez durumda kalacaktı. Öte yandan, Başkan seçiminin tek dereceli oluşu dolayısıyle, oyların bölünmesini önleyecek iyi örgütlenmiş komitelerin işe müdahalesi gerekiyordu. Bundan başka, sürekli göçmen akımı, seçmen kütlesine mütemadiyen, Amerikan siyaseti hakkında hiç bir şey bilmeyen birçok yeni seçmenler katıyordu; bunların oylarını, Komitenin tavsiyesi dışında haklarında hiç bir şey bilmedikleri adaylara yöneltmek gerekliydi. Nihayet Jackson’dan itibaren, bütün memuriyet görevlerini galip partiye veren «ganimet siste­minin yerleşmesi, komitelerin emrine güçlü maddî araçlar verdi; nasıl rüşvet İngiltere’de parlamento gruplarının yapısını kuvvetlendirdiyse, Amerika’da da seçim komitelerinin yapısını sağlam­laştırdı.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.