Şaban Öz Kitaplığı 14

Siyer Soruları

Şaban Öz

Siyer Soruları Sözleri ve Alıntıları

Siyer Soruları sözleri ve alıntılarını, Siyer Soruları kitap alıntılarını, Siyer Soruları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Haram ve yasakların hikmetler ölçeğinde değil, imtihan ölçeğinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Muâviye Vahiy Kâtibi miydi?
14. Muâviye vahiy kâtibi miydi? Vahiy kâtibi, “Hz. Peygamber tarafından vahiyleri yazmak için görevlendirilen kişi” demektir. Yoksa herhangi bir vahyi herhangi bir zamanda yazan demek değildir. Muâviye'nin yazdığı iddia edilen ayete'l-kürsi Medine döneminin başında nazil olmuştur. Muâviye ise Mekke'nin fethinden sonra Müslüman olmuştur. Söz konusu ayetin o zamana kadar yazılmadığını söylemek tutarsızlık olduğu gibi, aynı şekilde önceden yazılmış bir vahyi tekrar yazmak da bir insanı vahiy kâtibi yapmaz. Üstelik daha öncesinde Abdullah İbn Ebî Serh gibi dinden dönüp Mekke'ye kaçarak orada Müşriklere yaranmak için güya Kur'an'ı yanlış yazdığı yalanını söyleyen olumsuz bir vahiy kâtibliği tecrübesi yaşamış olan Hz. Peygamber'in bu konuda tülekâdan olan Muâviye’ye güvenmesi ve onu görevlendirmesi pek olası değildir. (5) (5) Aycan, İrfan, Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Ebî Süfyân, Fecr Yay, Ankara 1990, 62-65.
Sayfa 97
Reklam
Gizli Davet Üzerine
3. Gizli davet dönemi, Hz. Peygamber'in daveti insanlardan gizlemesi midir? Gizli davet döneminde Müşriklerin tebliğden haberi olmadı mı? Gizli davet denilince anlaşılan, sanki Hz. Peygamber'in insanları bir köşeye çekip tebliğde bulunduktan sonra bunu insanlardan gizlemesi konusunda ondan yemin alması veya o insanın bunu gizlemesi şeklindedir. Oysa böyle bir durumda kendisine inanmayan ilk insan, durumu etrafıyla paylaşacak, “Muhammed'in” kendisine söylediklerini insanlara anlatacaktır. Dolayısıyla gizli davet demek, insanlarla gizli gizli buluşmak veya çağırıyı bir sır haline getirmek değil, bilakis tüm topluma açıktan çağrıda bulunmamaktır. Başlangıçta yakın akraba ve dost çevresi için böyle bir durum söz konusu ise de çok kısa bir süre sonra insanlar bundan haberdar olmuşlar ancak topluca bir çağrıya muhatap olmamışlardır. 4. Gizli davet üç yıl mı sürdü? Bu da tıpkı vahyin kesilmesinde olduğu gibi abartılı bir süredir. Şayet ileri sürülen mevcut süreleri kabul edecek olursak; üç yıl vahyin kesilmesi; üç yıl gizli davet, üç yıl ambargo neticesinde Mekke dönemi üç-dört yıla inmiş olacaktır. Binaenaleyh gizli davet döneminin de o kadar uzun sürmediğini kabulle bu sürecin, Hz. Peygamber'in tebliğe alışma dönemi şeklinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim üç yıl içerisinde çoktan Mekke halkının tamamı bunu duymuştu.
Sayfa 52-53
Hz. Peygamber, Uzza'ya Boz Bir Koyun Kurban Etmiş Midir? "Hazreti Peygamber'in Uzza isimli bir puta koyun kurban ettiği rivayetini hadisçiler tarafından güvenilmez biri olarak tanımlanan ibnü'l - kelbi nakletmiştir. Böyle güvenilmez birinin rivayetine Ahmed b. Hanbel önemli bir hadisçininin eserinde haber verdiği rivayetse; Resûlullah' ın Hz. Hatice'ye, "Ey Hatice, Allah'a yemin ederim ki, Ben ne Lat'a ne de Uzza'ya tapmam. Allah’a yemin ederim ki asla da tapmayacağım"(1) Dediğini konu edinmektir. Sahih bir metin yerine güvenilmez birinin rivayetini kabul etmek sağlıklı bir yol değildir. Bir diğer husus ise, Hz Peygamber'in nübüvveti boyunca böyle benzeri suçlamalarla itham edilmemiş olmasıdır. Şayet Hazreti Peygamber putlara kurban kesen, çocuklarına putlara nispet edilen isimler koyan birisi olsaydı hiç kuşku yok ki, Müşrikler bunu kullanırlardı." (1)Ahmed b. Hanbel Müsned - 4, 2229 - {ÖZ Farklı Siyeri Okumak, 125-128} {Şaban ÖZ // Siyer Soruları syf; 38}
Sayfa 38 - Endülüs Yayınları
Önceki Alimler Mucize Var Diyor, Bu Nasıl Olur?
2. Mucize konusundaki bu ayetleri şimdiye kadar kimsenin bu şekilde anlamlandırmaması nasıl izah edilir? Klasik dönemde birçok âlim bu ayetleri görmüş ve dile getirmiştir. Ancak onlar, din dışı/mezhep dışı ilân edilince gelenek, kendisini kutsallaştırmayı başarmış; ayetler, rivâyetler tarafından sınırları çizilen bir anlam çerçevesi dâhilinde değerlendirilmiştir. Rivâyetlerin içeriğinde zikredilen ayetler, geleneğin oluşturduğu peygamber motifi çerçevesinde yorumlanmış; referans olarak Kurân'ın kendisi değil, tarihî süreçle beraber Hz. Peygamber'in hayatına ve imajina yapılan eklemeler alınmıştır. Buna birçok örnek vermemiz mümkündür. Nitekim siyer anlatılarında Hz. Peygamber'in göğsünün yarılması anlatıldıktan sonra, “Biz senin göğsünü açmadık mı” (94/İnşirah, 1) ayeti; Hz. Ömer Müslüman olurken gusül abdesti alması anlatıldıktan sonra, “Ona temiz olanlardan başkası dokunamaz” (56/Vâkıa, 79) ayeti; Ay'ın yarılması anlatıldıktan sonra, “Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı” (54/Kamer, 1) ayeti; Huneyn'de Hz. Peygamber'in bir avuç çakıl taşı atması ile orduyu dağıttığı anlatıldıktan sonra, “Attığın zaman sen atmadın Allah attı” (8/Enfâl, 17) ayeti delil olarak getirilmiş, ilgili ayetler Kur'ânî bütünlük içerisinde değil, geleneğin oluşturduğu anlam çerçevesinde zikredilmiştir. Başka bir ifadeyle Kur'ân’ın kendi bütünlüğü içerisindeki ayetler değil, bağlamından (siyak-sibakından) kopartılmış rivayet literatüründeki ayetler kullanılmıştır. (18) (18) Öz, Şaban, Siyer'e Giriş, Ankara 2012, 79.
Sayfa 72-73
Hz. Aişe, Hz. Peygamberle Evlendiğinde Kaç Yaşındaydı?
6. Hz. Peygamber, Hz. Âişe ile evlendiğinde Hz. Âişe 18 yaşında mıydı? Bu soruya geçmeden önce yukarıda kaydettiğimiz kuralı bir daha hatırlatmakta fayda vardır. Zaman olarak XXI. yüzyılın ilk çeyreğinde, coğrafya olarak Anadolu'da, irk olarak Arab olmayan birilerinin, on dört asir önceki Arab Yarımadasındaki birinin sosyal hayatına dair yapacağı her türlü okuma; ancak o donemin, o coğrafyanın, o ırkın, o kültürün, o örfün, o geleneklerin özellikleri çerçevesinde mümkün olabilir. Şimdi takip ettiğimiz usûle uygun olarak hâdiseyi somutlaştırabiliriz: Hz. Peygamber ile evlendiğinde Hz. Âişe'nin yaşı meselesinde yapılması gereken; “Bir peygamber bu yaşta biriyle evlenir mi?” sorusunu sormak değil, o toplumda bu evliliğe herhangi bir tepkinin gelip gelmediğini sormaktır. Hz. Âişe’nin yaşını bugünün medeni kanununa uydurma çabalarına iltifat etmeksizin konumuza dönecek olursak, o toplumda Hz. Peygamber'e bu evliliğinden dolayı bir eleştirinin gelmemiş olması, aslında bütün tartışmayı da bitirmektedir. (15) Binaenaleyh Hz. Peygamber ile evlendiğinde Hz. Âişe, on sekiz yaşında değildi. (15) Öz, Siyer Tasarımı, 99-100.
Sayfa 67
Reklam
83 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.