Sizin Yaşamınızın Kıyısından

Kolektif

Sizin Yaşamınızın Kıyısından Sözleri ve Alıntıları

Sizin Yaşamınızın Kıyısından sözleri ve alıntılarını, Sizin Yaşamınızın Kıyısından kitap alıntılarını, Sizin Yaşamınızın Kıyısından en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Olur olmaz her parçayı aldım bana uygun olur mu diye düşünmeden. Hepsini birleştirdim yanlış olan parçalarla bir yapboz yapar gibi. Sonunda bana hiç benzemeyen bir ben yarattım.
Arkanızdan ağlanmayacak kadar, cüzdanımda vesikalığına yer bulamayacağım kadar, yakamda karanfil kurutamayacak; yası tutulmayacak kadar belli belirsiz varken yok ettiklerim.
Reklam
Güzel bir melodinin ortasında yanlışlıkla basılan zamansız nota gibi girdim hayatına.
Senin için yaşamak demek, gizlenmekmiş artık. Haritaların unuttuğu şehirlerin sessizliğinde nefes almakmış. Kaçmak zifiri gölgelere sığınmakmış. Geride kalanları özlemek, yaşamak ve hiçbir yere ait olmamakmış. Sabırla, sessiz kalan sözcüklerin arkasına sığınmakmış. Hiç kimsenin izlemeyeceği filmlerde oynamak demekmiş. Ve gittiğin yerlere... Yaşamak çoğu zaman dünyanın öbür ucundaki ışığı görmekmiş belki de. Çoğu zaman kalandan çok gidenin sonrası merak edilir. Tıpkı senin gibi... Bizim gibi... Sen ve ben gibi...
Uğurlamak... Ölü uğurlar gibi uğurlamak yaşayanı, aldığı nefesi almadığından farksız. Ziyana çiçek açtıranların başkalarına güz ısmarlamasından farksız sevgisizlik.
Kan Beyazı
Ağlasalar da öleceğimizi söyleseler de biz iyiyiz. Gerçeğin içinde olmakla ona seyirci olmak aynı şey değil.”
Sayfa 190
Reklam
Zamanın Koynundaki Mahkûm
Korkma. Acımıyor. Kabullenilmiş çaresizliğin balerinliğini yapalı yıllar oldu. Bilirsin. Seni ateşe vermeden önce anlayacaksın ne olduğunu. Üzerindeki mürekkep ateşe kucak açıp seni yüzüstü bıraktığında öğreneceksin ne olduğunu. Sadece zaman. Çünkü zaman zehirdir. Önce yaşını zehirler, sonra hayatını.
Sayfa 56
Zamanın Koynundaki Mahkûm
Oysa yirmi sekiz ne az geliyor değil mi? Yaşlar karaktersizdir. Gidin ve yıkılmak üzere olan harabe bir evde oturun. Yıkılmış bir ruh harabe bir evden çok daha acı doludur. O evde bir defa öleceksiniz belki fakat yaşlanmış bir ruhla her gün öleceksiniz. O halde her gün değil, bir gün ölün. Bileğinizin hakkıyla ölün.
Sayfa 55
Kan Beyazı
Babaannem söylerdi, insanlar isimlerinin anlamıyla yaşarmış, her anneyle baba çocukları doğmadan onlar hakkında pek çok şeyi bilirmiş… Bu yüzden de bir çocuğa annesi ve babası isim vermeliymiş.”
Sayfa 188
Reklam
Kan Beyazı
Ölümcül hastaların hissettikleri ile onların yakınlarının ve hasta bakıcılarının hissettikleri çoğu kez ince bir çizgide birleşip oyunlaşıyor; bizler ölmeyecekmişiz gibi davranıyoruz, onlar da inanmış gibi davranıyor.”
Sayfa 185 - Pelin Erdoğan
Bebeğime
“Dalından koparılan bir çiçeği suya koyup büyümesini beklemek… Sana kendimi ancak böyle tanımlayabilirim. Kaybettiğim her şeyin hikayesi çok sevdiğimi zannederken başladı. Nasıl sevilir inan bilemiyorum. Bir çiçek nasıl sevilir? Bir insan nasıl sevilir? Seni seviyorum diyen herkesin bir veda şarkısı çalınıyor kulaklarımda… Seninle arınıyorum şimdi. Tüm kırılganlıklarımla benim işte bu. Bana benzeme küçüğüm, anlıyorsun değil mi? Ben şimdi bir parça karanlığım. Kimsenin dallarına tutunma sakın. Kendi ağacın ol. Bakma bana sen, içimde müthiş nehri akıyor yalnızlığın..”
Sayfa 107
Zamanın Koynundaki Mahkûm
Biliyor musun, şu an kendimi kör bir ışık gibi hissediyorum. Var gücümle her yeri aydınlatıyorum lakin kendime gücüm yetmiyor.”
Madama Rozali’ye!
Sen de anlamışsın artık bir yere ait olamayacağını, susmayı, kaçmayı tercih etmişsin. Senin için yaşamak demek, gizlenmekmiş artık. Haritaların unuttuğu şehirlerin sessizliğinde nefes almakmış. Kaçmak, zifiri gölgelere sığınmakmış. Geride kalanları özlemek, yaşamak ve hiçbir yere ait olamamakmış. Sabırla, sessiz kalan sözcüklerin arkasına sığınmakmış.
Sayfa 34
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.