Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.37
Səmərqənd
Amin MaaloufSəmərqənd Reviews
You can find Səmərqənd reviews, Səmərqənd book reviews, Səmərqənd ratings on 1000Kitap.Semerkant tarih sahnelerini muhteşem bir üslup ile harmanlayan nadir eserlerden bir tanesi oldu benim için. Birbirine geçmiş iki hikaye ve bu hikayelerin başlangıç ve bitişi arasında bulunan tam bin yıllık zaman mefhumuna rağmen, Ömer Hayyam’ın rubailerinin izinden kopmadan, başka yöne sapmadan okuyorsunuz. Özellikle kitabın ilk yarısında Ömer Hayyam’ın hayatını, felsefesini ve duruşunu, Nizamülmülk’ün tarih sahnesindeki rolünü, Hasan Sabbah ile onun meşhur Haşhaşilerini, Selçuklu Devleti’ni ve saray entrikalarını, kadınların konumunu, tabiki rubailerin gölgesinde bir de Cihan ve Ömer Hayyam aşkını pür dikkat okudum. Bu kısımlarda kitap hiç bitmesin istedim. :)
Kitabın ikinci yarısında bin yıl sonraki İran’ın mücadelesini ve ağırlıklı olarak da siyasetini tabiki Ömer Hayyam’ın Rubailerinin gölgesinde Benjamin Ömer ve Şirin aşkını okuyoruz. İlk yarıya göre okuma heyecanım bu kısımlarda biraz azalsa da Alamut’tan sonra iyi ki okudum dediğim bir kitap oldu.
Semerkant
SEMERKANT
Kitap Ömer Hayyam’ın Rubaiyat adlı el yazması eserinin 1072 de başlayan ve 1912 de Titanik ‘te biten yolculuğunu anlatıyor.
Tarihe damgasını vuran üç İranlının şair,astrolog ve matematikçi Ömer Hayyam,ünlü vezir Nizamülmülk ve Alamut Kalesinden dünyaya terör estirmiş Hasan Sabbah’ın hikayesi anlatılıyor.
Kitap dört bölümden oluşuyor. İlk bölüm Ömer Hayyam ‘ın tarih sahnesine çıkışı,Hasan Sabbah ve Nizamülk ile arkadaşlıkları,ikinci bölüm ise Hasan Sabbah’ın Alamut Kalesini yurt tutuşu. Üçüncü ve dördüncü bölümde olaylar Amerikalı Benjamin O. Lesage’nin gözünden aktarılıyor. Bu son iki bölümde İran Devrimi ,demokrasi ,özgürlük için feda edilen hayatlar ve yine bir aşka şahit oluyoruz. Benjamin ile Prenses Şirin’in aşkı... Bu aşk ilk bölümlerdeki Hayyam ile Cihan aşkından daha çok etkiledi beni .
Daha önce Tanios Kayası ve Adriana Mater kitaplarını okumuştum yazarın lakin Semerkant gözde Amin Maalof kitabım oldu.
Bu kitaptan sonra şu kitapları okumak eksik kalan bilgilerin tamamlanması ve kitabın anlaşılırlığının artması için yerinde olacaktır:
1 -Rubailer
2-Siyasetname
3- Fedailerin Kalesi Alamut
Keyifli okumalarınız olsun dostlarım
Ancak şimdiye nasip olan bir kitap “Semerkant”..
~
~
Semerkant’a gelirsek; Ömer Hayyam ve rubailerinin etrafında dönen mistik bir havası olan tarihi bir kurgu.. Kitabın ilk iki bölümünde Ömer Hayyam’ı ve o dönemde gizlice yazılıp nadir insanların okuyabildiği rubaileri, o dönemin İran’ını, Anadolu Selçuklu’yu, Ömer’in aşkı Cihan’ı, önce dostu olup
️#Semerkant, kutlu şehir, yazarın dilinden "dünyanın güneşe dönük en güzel yüzü ", ilmin ve medeniyetin beşiği, incelikler şehri. Okurken bu inceliklere hayran olmamak imkansız. Misafirleri için, muhtaçlar için servet tüketenlerin şehri. Yoldan geçen susuzlar için çeşmelerle donatılmış şehir. Medreseler şehri. Önemli şahsiyetleri
İyi ki okudum, iyi ki tanıştım o güzel karakterlerle diyorum.. Tadı damağımda kaldı.. Ömer Hayyam, Nizamülmülk, Hasan Sabbah.. Hepsinin hikayelerine dahil oldum, o zamanlarda yaşadım sanki. Tabii ki Hayyam etkisi, sivri dili yadsınamaz derecede fazla. Dört bölümden oluşan kitapta ilk iki kısımda bu ünlü kişilerin hayatlarına, Hayyam-Cihan aşkına, devletin veziri Nizamülmülk ve Alamut Kalesi'nde fedaileriyle yönetimde etkisi hayli büyük olan Hasan Sabbah'ın yaşamına şahit oluyoruz. Maalouf'un anlatımı öyle güzel ki, betimlemeleri sanki orada kamera varmış da izliyormuşum gibi hissettirdi bana. Kitabın son iki kısmı Hayyam'ın Semerkant Yazması'nın yıllar sonra araştırılmasını, İran'ın siyasi durumunu, Rus-İngiliz baskısı altında en büyük direnişi gösteren 'Ademoğulları'nı konu edinmiş. Şunu söylemeliyim, bu kitaptan sonra tek tek hem Hayyam, hem Hasan Sabbah hem de Nizam'ın hayatlarının daha detaylı anlatıldığı kitaplar edinme hevesine kapıldım. Herkes okumalı, hele tarih severler okumadıysa liste başına koymalı..
Okuduğum ilk Amin Maalouf kitabı Semerkant. Önceliğimi iyi ki bu kitaba tanımışım. Çok ama çok güzel bir kitaptı. Yazarın anlatış biçimi, dilinin akıcılığı, araya eklediği müthiş bilgiler ve kurgu beni mest etti.
Kitap, dört ana bölümden oluşuyor. İlk iki bölüm geçmişte, yani 11. yüzyılda, Ömer Hayyam’ın Semerkant’a gelişi, ve Rubaiyat’ı yazış hikayesiyle başlıyor. Tarih derslerinden hatırladığım Nizamülmülk karşımıza çıkıyor. Hasan Sabbah ve Haşhaşiler hakkında birçok bilgiyle karşılaşıyoruz.
Kitabın son iki bölümünde ise Banjamin Omar Lesage ile tanışıyoruz. Kendisi bir Amerikalı ancak İranlı Ömer Hayyam’ın ismini taşıyor ve bu durum onda Doğu’ya karşı bir merak uyandırıyor. Rubaiyat’ı bulmak için çıktığı bu yolculukta kendini bambaşka bir macerada buluyor.
Bu kitabı okuduktan sonra İran’a ve Ömer Hayyam’a olan ilgim arttı. Bakış açım biraz daha genişledi. Herkese seve seve önereceğim bir kitap.
Özellikle kitabın ilk kısımlarından çok zevk aldım(Hayyamlı kısımlardan),çok hoş bir tarihi kurguydu.Gerek betimlemeler,gerek diyaloglar okuru içine çeken tarzdaydı,oldukça güzel başarılı ve popülerliğinin hakkını veren bir kitaptı.
Kitap 4 bölümden oluşuyor.İlk bölümde Ömer Hayyam'ın tarih sahnesine çıkışı, Hasan Sabbah ve vezir Nizam'la arkadaşlıkları anlatılıyor. İkinci bölümde Hasan Sabbah'ın Alamut yolculuğu ele alınmış.Son iki bölümde ise zaman 1070'li yıllardan 1900'lü yıllara geçiyor. Ömer Hayyam'ın o meşhur kitabı Rubaiyat'ın elden ele dolaşması ve Titanic gemisiyle birlikte hayat sahnesinden silinişi ile son buluyor.
" Ne zaman bir şair başına bela açabilecek bir dörtlük yazsa, onu Ömer'e mal ediyordu; böylece kendisine ait olmayan yüzlerce rubai de Hayyam'ınkilerin arasına karıştı. Öyle ki yazma da ortada olmayınca gerçeği sahteden ayırmak imkânsızlaştı." (sayfa 167)
Semerkant 4 bölümden oluşan bir kitap olsa dahi aslında biz iki hikaye okuyoruz. İlki 11.yy da Ömer Hayyam’ın Semerkant’a gelişiyle başlıyor. Devamında ise Rubaiyat’ı yazışına tanık oluyoruz.
İkinci hikaye ismini Ömer Hayyam’dan alan Benjamin Omar Lesage’ın Rubaiyat’ın kaybolmadığını İran’da olduğunu öğrendikten sonra onu bulma umuduyla İran’a gelişiyle başlıyor.