“Hatta çocukluk rüyalarının birinde cennete gitmişti. Lacivert beyaz çakıl taşından, ortada, içinde balıklar yüzen tatlı tatlı şırıldayan fıskiyesi üstünde küçük kırmızı bir top sıçrayan bir bahçeydi ve duvarları pas rengi ve yeşil yapraklarla bezenmişti. O Zerrin Hanım’ı ilk gördüğü gün bu bahçeyi hatırlamıştı.”