Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İki Savaş Arasında Almanya’da Yaşama Deneyleri ve Mesafe Kültürü

Soğuk Temas

Helmut Lethen

undefined Soğuk Temas Sözleri ve Alıntıları

undefined Soğuk Temas sözleri ve alıntılarını, undefined Soğuk Temas kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman kökeninden uzaklaşmıştır. İnsanın yaşamak istediği gibi değil de yaşayabileceği gibi yaşamasından başka yapacak bir şey kalmamıştır. Kaderin bize bahşettiklerini bizden esirgediklerinden üstün görmek zorun­ludur.
Acı ve üzüntü çeken ilkel denen insan yüksek sesle yakınır, elbiselerini yırtar ve kendi eliyle kendisini yaralar; bütün bunları günümüz insanının sessiz kalıp, koluna yas kurdelasını takarak işine gücüne koyulduğu du­rumlardan esasen farksız durumlarda yapar.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
1924 'teki antropolojisinin ilkeleri şöyle özetlenebilir: İnsan do­ğası gereği yapaydır. Dünyaya ayrıksı, egzantrik bir konumda gelir ve yaşayabilmesi için etrafındaki kültürel bağlamda bulabileceği ikinci bir doğanın yapaylığına muhtaçtır. Tarih, insanların sürekli olarak nesnel yapılar geliştirmekle meşgul oldukları ve bu yapıları kendi varoluşlarının mecrası ve ölçüsü olarak ibraz ettikleri bir sü­reç haline gelir. İnsan varoluşunun yapay koşul ve biçimlerinin bu şekilde tanınmasının antropolojinin gelişimi konusunda çok geniş kapsamlı etkileri olacaktır; Amold Gehlen sonraları kendi kurumlar kuramını insanların doğası gereği kültürel varlıklar oldukları ilkesi üzerine kuracaktır.
Güçlüler en çok ken­di başlarınayken güçlü oluyorlar.
Sayfa 211Kitabı okudu
Aşın iyilik yüzünden kötü olmamalı: Hiç kızmayan birinin payına dü­şen şeydir bu. Bu duyarsız tipler insan (persona) denmeyi pek de hak et­mezler. İçinde bulundukları durum her zaman miskinlikten kaynaklanmaz, aksine beceriksizlikten kaynaklanır. Duyarlılık, uygun vesile olduğunda, bir kişilik eylemidir: Kuşlar korkulukla genellikle alay eder.
Sayfa 136Kitabı okudu
İnsanlar iyilik yapmaya zor­landıkları ölçüde iyilik, kötülük yapmalarını hiçbir güç engelleme­diği sürece kötülük yaparlar.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Plessner kamunun geri kalanını karan­lık ezilme şemasına havale eder: Çoğunluk bilinçsiz kalır; hizmet etmelerinin nedeni de budur.
Tarihsel sürecin diyalektiğine güvenen insanlar, olayların seyri bozulup işlevsel "sistem" ile rasgele anarşiden oluşan manasız bir bulamaca dönüştüğü zaman dehşete kapıldıklarını görürler.
1930'larda toplumsal mücadelenin müthiş utandırma tiyatrosu­nun tasviri edebi olarak en yüksek noktasına çıkar. Elias Canetti'nin Kitle ve İktidar'ı dilsiz iktidar kümelenmelerine dair panoramik bir tasvir sunar. 1920'lerin yazarlarının yaptığı utanç kültürü tariflerin­den yola çıkarak beden pozisyonları hakkında kapsamlı bir yorumlayıcı analiz görürüz bu kitapta. Canetti boyun eğme ve tabiyetin işaret dilini deşifre eder. Başkalarıyla temastan korkan bireyler kit­lelere kaçar ve orada utanca karşı korunma imkanı bulurlar. Böyle­ce kendileriyle olup biten her şey arasına mesafe koymanın gerek­tirdiği disiplinden kurtulmuş olurlar; güven alanlarını ötekilik alanlarından ayırabilmek için kişisel ayırma teknikleri uygulamaya ge­rek kalmaz, çünkü bu görev, aynı zamanda bireysel kişiliğin sınırla­rını muazzam miktarda genişletme vaadinde de bulunan kitle oluşu­munun kendisi tarafından devralınır. Canetti kitle davranışının çe­şitli biçimlerini betimler, ama yaptığı gözlemler ordu veya parti ay­gıtı gibi "yapay gruplar"ın (Freud) takip ettiği mekanizmalara çok daha uygun düşer. Jestler hakkındaki kitabı aslında doğa tarihine bir katkı haline gelir. Bedenlerine şematik olarak kaydedilmiş emirler­den kaçmayı başaramayan mahluklar gösterir bizlere Canetti.
Amold Bron­nen'in 1930'da dediği gibi, Savaşçı tabiatları bunun hırs, meydan okumaya düşkünlük, tamahkar tacirlik ve ölümü küçümseme gibi bütün mutasyonlarını kucaklayan Al­manlar trafikte, öncelikle, savaşa benzer bir durum görür. Ve şöyle devam eder: Almanlar metroya ve tramvaylara sanki bunlar cepheye giden nakliye trenleriymiş gibi binerler. Anında misillemede bulunabilmek için yoldan geçen herkeste şüpheli düşmanlık emareleri ararlar.
Reklam
Duyduğum (sabahları altıda, karanlıkta, hala yan uyur vaziyetteyken) bir fabrika sirenine dev bir balığın sonuna kadar açık ağzının bir görüntüsü eşlik ediyor. İşitsel bir izlenimin dolaysız kendiliğindenliğini görsel bir im­geyle takip etmek isterdim. Muhtemelen radar sorununu araştırmaktan da­ha verimli olurdu bu. İç duyularımızı bir anlığına da olsa görebilme imkanı sunardı. Kilise çanları yerine sadece fabrika sirenlerini işiten insanların ki­liselerde tapılan Tanrı'ya inandıkları zannediliyor. Demir sertliğinde bir Molok'a inanmaları daha muhtemel halbuki.
Sayfa 229Kitabı okudu
Şiddet dolu bir dünyada temel hak, -mış gibi yapma hakkıdır. "Açıkyüreklilik", dışavurumculukla geçen onyılın sonunda nihayet öğrenildiği gibi, şaşmaz bir kendi kendini teslim etme emaresidir.
Bireyler eylemde bulunurlar ve bunu yaparken de tama­men gerçekçidirler, dünya tini için ellerini taşın altına sokmak gibi bir düşünce akıllarından bile geçmez.
Gülünç duruma düşme korkusu "ilkel halklar" arasındaki en önemli istikrar sağlayıcı etkenlerden biridir; kurum­ların kalıcılığını garanti eden şeydir.
1919 'da Berlin gazeteciler böl­gesinde gerçekleşen silahlı çatışmalardan 1933'te diktatörlük yasa­larının çıktığı Reichstag oturumuna kadar dehşet verici utanç ve re­zalet sahneleri görürüz. Mağdur olanlar utançlarının üstesinden ge­lebilmek için yeni siyasal hareketlerin maskelerine bürünmüşlerdir.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.