Hâlbuki Cenâb-ı Hak, ilk önce kulunun benliğe iptal mührü vurmasını istemektedir. Nitekim kendini beğenen, cimri, ahmak ve âhirete karşı dünyayı tercih eden kişilerin Allâh’a yakın olamayacakları ifâde edilmektedir.
Nasıl olsa ben bunları biliyorum, diyerek mağrur bir edâ ile bilgiçlik taslayanlar, ne kadar feyizli bir sohbette olsalar da istifâde edemezler. Zira kabını suya ters tutan, bir damla bile dolduramaz.
Zira âdâbına riâyetle ve rûhânî bir heyecanla yapılan işlerden güzel netice alınırken, usulsüzce ve gâfilâne yapılan işlerden hayırlı bir netice alınamayacağı âşikârdır.