"bütün Hak dostları ve sâlihler, sohbet meclislerine büyük bir ehemmiyet atfetmişler, evlâtlarının da bu mânevî menbâlardan kana kana içmesini arzu etmişlerdir."
Kur’ân-ı Kerîm, nerede nasıl konuşmak gerektiğine, yani söz söyleme âdâbına büyük ehemmiyet verir. Şöyle ki:
Zâlimlere karşı bile yumuşak söz,
Yoksula karşı gönül alıcı, tesellî edici söz,
Anne-babaya karşı tatlı ve güzel söz,
Bütün insanlara karşı doğru söz,
Yetimlere ve muhtaçlara güzel söz,
Tebliğ için açık, net ve hikmetli söz söylemeyi telkin eder.
Şu iki şey hâriç dünyada safâ kalmadı:
1. Kardeşlerle ülfeti tâze tutmak ve sohbet etmek,
2. Teheccüd namazına kalkmak ve o feyizli vakitte doya doya zikir ve Kur’ân-ı Kerîm ile meşgûl olmak.