Sokağın Zulası

Ahmet Ümit
Aşk bitti. Ama o zehir tadı. Ansızın dönüverecekmiş gibi Damağımı yakıyor.
..Sen yoktun, Yokluğunla kalkardı ada vapurları, Gölgelerimiz gezinirdi ağaçlıklı yollarda, Kayalıklarda seslerimiz çınlardı, Deniz seni sorardı bana. Sen yoktun, Tüm dünyayı değiştirebilirdim, Oysa aynalarda eskiyor yüzüm. Ne yana baksam karşımda bir anı, Meğer İstanbul ne çok benziyormuş sana. Sen yoktun, Omuzlarımda paramparça bir yürek, Göğüs kafesimde karmakarışık bir kafa, Kıvranarak olayların burgacında, Gezinirim sensizlikle, deliliğin sınırlarında. Sen yoktun, Kanayan sevdan vardı, yeryüzü ıssızlığında
Reklam
Gün gelir anımsar bizi bu sokaklar. Dar kaldırımların gölgelerimizi özleyeceği tutar. Ağaçların gövdelerindeki o eski yara depreşir. Lambaların ölgün ışıkları biraz daha kederlenir. Bir kız yürür yanı başımda Seke seke bulutların üzerinden. Bir serçelerde vardır bu telaş, Bir de onun küçük ellerinde, Bizim işimiz deniz mavisi çakıp, Karanlık yakmak...'
"Dar yollara düşmüşüm bir başıma. Odamda üstüme üstüme yürüyen duvarlara Ve yüreğimi kanatan bu ağrıya dayanamayarak attım kendimi sokaklara..."
"Soluk almak, yemek içmek, ısınmak neden yetmiyor bu adama? Neden anlam katmak istiyor, anlama gereksinimi olmayan yaşama?"
"Gökte gezen beyaz bulut, Ne olur alıp götürsen beni, Yıllanmış acılardan, Umarsız sevdalardan, Yitik dostluklardan, Kanıksanmış kavgalardan Ne olur alıp götürsen Öğrensem insan olmayı."
Resim