Yürek mantıklı bakmaz. Beyin yapar bunu. Ve hayatta bir şey öğrendiysem o da yüreğin her şey olduğu, beynin hiçbir şey olmadığıdır.
İşte bu yüzden hayattaki her şey hep bu kadar can yakar.
"Hiçbir şey, kendimizi başkalarından ayrı görmek kadar bizi deliliğe götürmez; hiçbir şey, birçok kişinin arasında sıradan bir yaşam sürmek kadar aklı korumaz."
Aynı nehirde iki kere yıkanamazsınız, der Heraklitos, doksan birinci ünlü ve klişeleşmiş fragmanında. Fakat aynı konuda bir başka fragmanı daha vardır, kırk dokuzuncu fragman başka bir şekilde ifade edildiği için başka bir şeyi dile getirir.
Aynı nehre gireriz ve girmeyiz; biz biziz ve biz değiliz.
Ben bir ağaca baktığımda, var oluş ile yok oluşu arasında kalan zamanda büyüyen bir canlının gelişigüzel ve kör yanlarını görüyordum. Bir ağda çırpınan parlak balıkları gördüğümde de aynısını, var oluşu ile yok oluşu arasında büyüyen kör ve gelişigüzel canlıları görüyordum. Nazi toplama kampları fotoğraflarında insanı da böyle görüyordum. Kollar, bacaklar, kafalar, karınlar, saçlar ve cinsel organlar. Bunun benim bakışımla ilgisi yoktu, tıpkı benim gördüğüm gibi görülüyordu bu insanlar o zaman, işte bu yüzden birçok insan bu katliamların tanığı, hatta parmağını bile kımıldatmadan suç ortağı olabilmişti.