Üstadla beraberdik. Sonradan plâj yaptıkları yerde boğazdan koca bir yılan geliyordu. Bilek kalınlığında ve iki adam boyu. Ben taş aldım. "Mehmed ne ediyorsun?" dedi. "Yılanı kovalıyorum" dedim. "O gelsin dokunmaz, sürünsün, taş vurmak yok." dedi. "Biz, ufacık bir kanncayı öldüremeyiz, çok ufak bir mahlûk öldüremeyiz. Bize canlıları öldürmeye müsaade yok." dedi. Yılan onun merkebinin altından geçti. Biz yayan yürüyorduk. Hiçbir şey yapmadı. "O suya gidiyor." dedi.