Teması ölüm olan bir kitap...Okurken o soğukluğu hissediyorsunuz ve ilerlemek her hikayeden sonra biraz daha güçleşiyor. Ama yine de hayatın gerçeği olan bir şeyi hatırlamak bizim yararımıza."Her canlı ölümü tadacaktır." Adını en sevdiğim mevsimden alması dikkatimi çekti, biraz da dramatik ruhuma hitap ettiğini fark ettim. Bu kitabı okumak size bir şey kazandırır mı emin değilim. Belki de eziyet olarak algılayabilirsiniz. Objektif olursak, ölüm gerçeği, sürükleyici biraz da iç karartıcı bir dille yansıtılmış. Depresif bir modda okunmaması tavsiye edilir, zaten karanlık bir ruh halinde pek bir getirisi olmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim.
Son olarak, şu dünyada yaşanacak son gerçeğin ölüm olacağını varsayarsak, hayatta kalabilme çabanıza olumlu olumsuz düşünceler ekleyeceği aşikar.
…yılın hep son döneminin yaşandığı ülke.
Tepelerin sisli, derelerin puslu olduğu; öğlenin çabucak geçtiği, gün doğumuyla
gün batımının uzadığı ve gece yarılarının sürüp gittiği;
büyük ölçüde güneşe bakmayan bodrumlardan, bodrum altlarından,
kömürlerden, dolaplardan, tavan aralarından ve kilerlerden oluşan;
halkı sonbahar halkı olan, yalnızca sonbahar düşüncelerine sahip oldukları;
geceleri boş kaldırımlarda dolaşan insanlarının yağmur sesine benzediği…