Sonluluğun Sonrasi

Quentin Meillassoux

Sonluluğun Sonrasi Gönderileri

Sonluluğun Sonrasi kitaplarını, Sonluluğun Sonrasi sözleri ve alıntılarını, Sonluluğun Sonrasi yazarlarını, Sonluluğun Sonrasi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
düşünce "kendinde" dünya ile "bizim-için" dünya arasında karşılaştırma yapmak amacıyla kendinden dışarı çıkamaz, salt dünyaya ait olan ile varlığını bizim dünyayla ilişkimize borçlu olanı ayırt edemez. Böyle bir girişim esasında kendi içinde çelişkilidir: Şu veya bu özelliğin kendinde dünyaya ait olduğunu düşündüğümüz anda, biz tam olarak onu düşünmekteyizdir; bu nedenle, söz konusu özelliğin, onun hakkında sahip olabileceğimiz düşünceye özce bağlı olduğu ortaya çıkar. Kendinde, bir "bizim-için" haline gelmeden temsil edilemez; veya Hegel'in eğlenceli ifadesiyle: Kendi başınayken nasıl olduğunu bilmek amacıyla nesnenin "arkasından dolaşıp”" onu "apansız yakalayamayız". Tüm bunlar şu anlama gelir: Dünya-ile-ilişkimizin ötesindeki hiçbir şeyi bilemeyiz. Sonuç olarak, ikincil nitelikler için şart koşulan öznelleştirme bakımından nesnenin matematiksel özellikleri de bir istisna olusturamaz: Bunların da öznenin verilmiş olanla kurduğu ilişkiye dayalı olarak anlaşılması gerekir.
Sayfa 5
Bilinç ve dil esasında benzersiz nesnelerdir; çünkü "dünyayı yaparlar". Çünkü bir yandan, bunların perspekti finden "her şey içeride" ama aynı zamanda "her şey dışarıda"dır. Wolff şöyle devam eder: "Her şey içeridedir, çünkü herhangi bir şeyi düşünmek için 'onun bilincinde olabilmek' zorunludur, onu dile getirebilmek zorunludur ve bu nedenle, çıkış imkanı olmaksızın, dile ve bilince kapatılmışızdır. Bu anlamda, bunların dışları yoktur. Fakat başka bir anlam da, tümüyle dışarıya dönüktürler, dünyanın penceresidirler: Çünkü bilinçli olmak her zaman, bir şeyin bilincinde olmaktir; konuşmak, zorunlu olarak bir şey hakkında konuşmaktır. Ağacın bilincinde olmak, ağacın bir fikrinin değil, ağacın kendisinin bilincinde olmaktır; ağaçtan konuşmak, bir kelimeyi dile getirmek değil, şey hakkında konuşmaktır. Sonuç olarak, bilincin ve dilin dünyayı kapsamaları, ters yönden, onun tarafından çepeçevre kapsanmaları ölçüsündedir. Bilincin veya dilin içinde olmak şeffaf bir kafeste olmak gibidir. Her şey dışarıdadır ama dışarı çıkmak imkânsızdır."
Sayfa 9
Reklam
En azından Popper'dan beri, ampirik bilimler tarafından öne sürülen her teorinin gözden geçirilip düzeltilebilir olduğunu biliyoruz. Yani daha zarif veya deneyime daha uygun bir teori lehine çürütülüp reddedilebilirler. Fakat bu ihtimal, bilim insanının kendi beyanının doğruluğunu var saymayı anlamlı addetmesine engel değildir: Olayların fiilen, kendi tarif ettiği gibi gerçekleşmiş olabileceğini ve yaptığı betimleme bir başka teori tarafından yerinden edilmediği sürece, olayın tam da bugün yeniden kurguladığı şekilde gerçekleştiğini kabul etmesi meşrudur. Ve her durumda, teorisi çürütülecekse de bunu ancak, yine evveliyatı kapsayabilen ve doğru olduğu var sayılan bir teori yapabilir. O halde Kartezyen bakış açısına göre evveliyatla ilgili beyanların referansları (geçmişte olsalar da) gerçek olarak konulabilirler, yeter ki gelişiminin belli bir aşamasındaki deneysel bilim tarafından geçerlilikleri teyit edilsin.
Sayfa 17
Ve korelasyoncumuz, çağdaş yaratılışçılarla tehlikeli bir yakınlık içinde bulur kendini: Bu antika müminler, Kitabı Mukaddes'in "lafzi" bir okumasını yapıyorlar ve yeryü zünün yaşının 6000'den fazla olamayacağını iddia ediyorlar. Kendilerine bilimin çok daha eskiyi konu alan beyanları olduğu itirazı gelince, gözüpek şekilde, Tanrı'nın 6000 yıl önce yeryüzüyle birlikte onu çok daha eski gösteren radyoaktif bileşikleri de yarattığını ve böylece fizikçilerin imanlarını sınadığını söylüyorlar. Benzer şekilde, arkhe-fosilin anlamı, varolanlar ile tezahür eden arasında devasa bir aralığa delalet eden verilerin mevcudiyeti karşısında, filozofun korelasyonlara imanını sınamak olmasın?
Sayfa 24
Metafiziğin mutlakı düşünme iddiasını eleştirdiğimizde, "doğal akla" dayanıp kendi inanç içeriği nin öteki dinlerden üstün olduğunu iddia eden belirli bir dini zayıflatmamız mümkündür ve fiili durum da bu olmuştur. Üstün bir Varolan'ın varlığına dair tüm ispat biçimlerini yok ederek, tek tanrılı bir dinin, örneğin çok tanrılı dinlere karşı yaslanabileceği rasyonel dayanağı ortadan kaldırabilirsiniz. Şu halde, metafiziği yok ederek de, belirli bir dinin diğer dinlere karşı sahte-rasyonel argümanlar kullanma olanağı nı elinden almış olursunuz. Ama işte aynı hamleyle, ve işin can alıcı kısmı da burası, genel olarak inançların, mutlaka erişimin mümkün tek yolu olma iddiasını da gerekçelendir miş olursunuz. Mutlak düşünülemez hale geldiğinde, ateizm bile -ki o da Tanrı'nın yokluğunu bir mutlak tarzında he defler-basit bir inanç biçimine, yani nihilist de olsa bir dine indirgenecektir. Herkesin kendi imanını ötekinin önüne sürdüğü bir curcuna, fakat iş en temel seçimlerimizi belirlemeye gelince, hiçbir şeyin artık kanıtlanabilir olmadığı bir durum.
Düşünce dogmatizme karşı ne kadar silahlanırsa,fanatizmin karşısında o kadar cephanesiz kalıyor gibi görünüyor.
Reklam
34 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.