Sonsuza Tanıklık sözleri ve alıntılarını, Sonsuza Tanıklık kitap alıntılarını, Sonsuza Tanıklık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçlikten endişe duymanın karşısında, olmak'tan duyulan dehşet; varlık için korkmak değil olmak'tan korkmak; "bir şey" olmayan bir şeye maruz kalmak, onun tarafından teslim alınmış olmak...
"Vicdan azabı -telafi edilemez olanı hiçbir şekilde telafi edemiyor olmanın acı dolu ifadesi- affı doğuran pişmanlığın habercisidir ve af telafi eder."
(...) Varlığın hakikatsizliği neden müteşekkildir? Bu hakikatsizlik, hakikat ile ilişkisinde, anlamaktan arta kalan olarak mı tanımlanır her zaman? Kapalı olan ile alışveriş, tamamen bağımsız bir ontolojik olay olarak, bilmenin kategorilerine indirgenemez olan kategorileri betimlemez mi? İşte biz bu olayı sanat içinde betimlemek istiyoruz. Sanat belirli bir tip gerçeklik bilmez, bilgi ile karşıtlık içindedir. O bizzat karanlıklaştırma olayı, gecenin çöküşü, gölgelerin hücumudur. Kabaca da olsa, fikirlerimizin sınırlarını çağdaş kavramlara kıyasla belirlemeye imkân tanıyan teolojik ifadeleri kullanarak söyleyecek olursak, sanat ne vahiy (révélation) düzenine ne de vahyin tam tersi yönde hareket eden yaratılış düzenine aittir.
'başkasına doğru hareket, beni tamamlamak ve hoşnut etmek yerine, beni hiç ilgilendirmeyen, şöyle ya da böyle olması karşısında kayıtsız kalacak olduğum bir duruma bulaştırır. başkası'nın bakışı önünden kayıtsızca geçtiğimde hissettiğim bu şok etkisinin kaynağı nedir? başkası ile ilişki beni sorgular, beni kendimden boşaltır ve sürekli boşaltmaya devam eder; öyle ki bende hep yeni kaynaklar keşfeder. ben, bu kadar zengin olduğumun daha önce farkına varmamışımdır, ama işte artık hiçbir şeyi kendime saklama hakkına sahip değilimdir. başkası'na arzu bir iştah mı yoksa cömertlik midir?'
"Beden engeldir. Tinin özgür atılımını keser, onu yeryüzünün koşullarına geri döndürür, ama yine de, bir engel olması dolayısıyla, aşılması gereken bir şeydir."
"İnsan 'şimdi'de geçmişi dönüştürecek, silecek olanı bulur. Zaman tam da geriye çevrilmezliğini kaybeder. Yaralı bir hayvan gibi güçten düşmüş, insanın ayaklarının dibine yığılır. Ve insan, onu azat eder."