"Buraya kendi kendimle baş başa kalmak, salim kafayla bir cinayet tasarlamak ve de... ne yalan söylemeli, kendi kendimden ne kadar hoşnut olduğumu kendi kendime gizlice itiraf etmek gereksinimiyle geldim. Yani, evet, keyif çatmak için bir bakıma..."
~
"Bir akşam ikinizi birlikte bekleriz," demem gerektiğini düşündüm, ama dilim varmadı, ne yapayım? Mecbur muyum, yani? Ayrıca, eski ilişkimizde ne karısından söz ederdi ne de ev hayatından. Sırf ben de evlendiğim için mi yüz göz olacağız?
~
~
Ama ben matematikçiyim, yazar değil. Buraya roman yazmaya, en azından bir roman tasarlamaya geldim ama, kimileri yazarlığa yalnızca özendiğimi, bunun da bir tür orta yaş hastalığı olduğunu ileri sürebilir.
~
Mutsuzluk korkulacak bir şey değil. Sürekli değil bir kere, üstelik parıltılı... Doruklarda sıra dışı olayların ardından yaşanan, aşırı ama eninde sonunda tüketilen ve hatta üretici, yaratıcı olabilen bir duygu.
Sonuncu Sonbahar bence Pınar Kür'ün en ilginç romanlarından biri. Postmodern anlatımı bir polisiye romanda kullanması, çok ilgi çekiciydi ben çok severek okudum. Herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
Romanı okurken zaman zaman yanlış mı anlıyorum, anlayamıyor muyum kaygısı yaşadım. Gerçek hayatla roman iç içe geçmiş olması bende merak duygusu uyandırdı ve bir an önce okuyup bitirme isteği duydum. Çok akıcı ve keyifli okunan bir roman olmuş.