Sorgu Gönderileri

Sorgu kitaplarını, Sorgu sözleri ve alıntılarını, Sorgu yazarlarını, Sorgu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
96 syf.
10/10 puan verdi
Mısır'daki İslam Cemaati üyesi 4 gencin, Hür Subaylar Devrimi'yle kurulan laik/milliyetçi askeri hükümet tarafından yakalanması ve akabinde gelişen olayları anlatan, oyun tarzında yazılmış eser. Yazar; İslam dini ve İslam Cemaati grubu hakkında insanları bilgilendirmek, bu gruba yöneltilen soru ve eleştirileri cevaplamak, günümüz dünyasında İslam ümmeti için kafa karıştırıcı olabilen siyasi/konjonktürel durumlara açıklama getirmek için diyalogları ustaca kullanmış. Mısır'daki laik/milliyetçi askeri cuntanın o dönem Müslümanlara yaptığı işkenceler, "Yahudiler'in Araplara yaptığı işkencelerden daha ağır" olarak tanımlanıyor. Yalan ve manipülasyona dayalı sorgulama teknikleriyle kötü hapishane koşulları hakkında da bilgiler içeriyor. Sonuç olarak kitapta tavizsiz ve samimi olarak İslam için ölüme giden, işkencelerin yıldıramadığı 23 yaşında 4 genci görüyoruz. Bilinç ve hedef sahibi her Müslüman'ın kendilerinden çıkaracak derslerinin olduğu 4 genç. Yazarın az sayfaya çok şey sığdırabilmesini ise epey beğendim. Kendisi hakkında pek bir bilgi bulamadım ama Türkçeye çevrilen bir kitabını daha gördüm (tabi isim benzerliği değilse). Okunmaya değer bir yazar gibi duruyor.
Sorgu
SorguMuhammed Tevfik · Buruç Yayınları · 199722 okunma
Züheyr: Garip bir muhafız, neden bize yardım ediyor? Naci: Bana bizi seven bir Müslüman olduğunu ve onlara karşı olduğunu söyledi? Züheyr: Gerçekten yürekli biri. Naci: Yürekli olmasaydı bize yardım etmeye cesaret edemezdi. Ve eğer çoklarının cesareti tam olsaydı işler değişirdi, onlara yardımcı olanların birçoğu var ki içtenlikle onlarla beraber değildirler, fakat münafıklık ve menfaat var ya... Züheyr: Şu insanlar ilginçtir, nasıl olur da inancına ters düşen bir işi para pul için yapar? Naci: Bu milletten büyük çoğunluğunun ayırt edici vasfı işte budur. Kalpleri seninle beraberdir, kılıçları ise yöneticileri ile beraberdir. Züheyr: Tıpkı Hüseyin'in (r.a) Irak halkından bahsedildiği gibi. Naci: İnsanlığın karakteri birdir, zaman elbiselerin ve biçimlerin dışında hiçbir şeyi değiştirmez. Bir düşün, bu tip insanlardan birisi dışındaki reislerinin emrine uyarak İslam davetçilerinden birisine şiddetli ve indirici darbelerle amansızca vuruyor, ancak gözcüler ortadan kaybolunca da bu davetçilerin ellerine kapanıp öpüyor ve ağlıyor!...
Sayfa 65
Reklam
Naci: İpin benim yanımda koparılması gerekir. Soruşturmacı: Biz ipin ucunu yakalamışız. Ve ipin sonuna kadar da varacağız. Naci: İpi yanımda koparacağım. Soruşturmacı: Koparmanın bedeli başındır. Naci: Bir baş birçok başlardan daha ucuzdur. Soruşturmacı: Başları vermen için başını kesmeyeceğiz. Konuşacaksın, bizim aletlerimizin hükmü böyledir. Her şeye rağmen içinde bulunduğun bu durumunda ne yararın var? Naci: Önce Allah'ın rızası sonra da mustazaf halk kitlesini kurtarmak. Soruşturmacı: Sen farkında mısın? Yok olmaya doğru yürüyorsun Naci... Naci: Cennete doğru yürümüş olmayı ümit ederim.
Sayfa 47
Naci: Aslında cevap versem dahi söylemiş olduğunuz gibi aletleriniz ile benden soracağınız bir hesabınız var, öyle değil mi? Soruşturmacı: Cevabın cezanı hafifletecek. Naci: Bilakis cezamı arttıracak. Soruşturmacı: Nasıl? Naci: Her bir şeyi konuştukça diğerini isteyeceksiniz, hangi noktada dursam sonuç yine aynı olacak.
Sayfa 46
Naci: Uzun yüzyıllar boyunca kendi ülkesine hakim olan bir dine karşı savaş veren bir insanın, o dini öğrenmesini akıl gerekli görür. Soruşturmacı: Dine karşı savaşmadığımızı söyledim sana. Naci: Onun yüzüne tüm kapıları kapıyorsunuz, doğru şekilde öğrenim ve öğretimine engel oluyorsunuz, onu sosyal hayattan kaldırıp mabetler içerisine yani camilere hapsediyorsunuz, ona zıt olan yasalara hüküm veriyorsunuz, onu egemen kılmak isteyenlere karşı savaşıyorsunuz ve sonra siz dine karşı savaşmıyorsunuz?
Sayfa 45
Soruşturmacı: Bütün bu gizlilik İslam'ı öğrenmek için mi? Onun öğrenim ve eğitimini açıkça yapın, zira sizi men etmeyiz? Naci: Bilakis bizi men ediyorsunuz. Soruşturmacı: Fakat vaizler ve hatipler aleni konuşuyorlar ve biz onların peşine düşmüyoruz. Naci: Onlar, hakikatlerden bir parçayı anlattıkları veya hakikatleri saptırıp değiştirdikleri zaman onlara dokunmazsınız. Ama hakikatin tümünü anlattıkları zaman onların akıbeti bizim akıbetimiz gibi olur. Soruşturmacı: Boş söz din namına siyasete girmemeleri şartıyla "din" hakkında istedikleri gibi konuşsunlar. Naci: İslam anlayışına göre din, yalnız ibadetler ve şahsi ahlak değildir, o her şeye karışan umumi ve cihanşümul bir nizamdır. Soruşturmacı: Hatta siyasete de mi? Naci: Siyasette bile. Çünkü İslam'ın görevi her sahada yönetip hakim olmaktır. Soruşturmacı: Fakat dinin siyasete ve politikaya sokulması çok büyük musibet ve facialara sebebiyet vermiştir. Naci: Bu Avrupa'da böyledir. Müslümanların yanında değil. Bizim yanımızda tersi vakidir. Ne zaman ki dini siyasetten ayırdık ve devlet işlerinde onun hükümlerine bağlanmadık işte o zaman kötülükler ve musibetler meydana geldi ve her şeyde İslam'ı hakim kıldığımız devirlerde biz dünyanın efendileri idik.
Sayfa 43
Reklam
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.