Sorularla Milli Mücadele Tarihi

Vahdettin Engin

En Yeni Sorularla Milli Mücadele Tarihi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Sorularla Milli Mücadele Tarihi sözleri ve alıntılarını, en yeni Sorularla Milli Mücadele Tarihi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1922 yılından tam 851 yıl önce, 1071'de kutlu bir 26 Ağustos günü Sultan Alparslan liderliğindeki Türk ordusu, Romen Diyogenes'in komuta ettiği Bizans ordusunu Malazgirt'te kesin bir yenilgiye uğratmış ve Anadolu'nun kapısını Türklere açmıştı. İşte Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Batı Anadolu'nun kurtarılıp Anadolu'nun yeniden Türkleşmesini sağlayacak saldırının (Büyük Taarruz) yapılacağı tarih için Malazgirt'i referans alıyor ve taarruz ve zafer tarihini 26 Ağustos 1922 olarak belirliyordu.
Sayfa 209Kitabı okudu
Uluslararası hukuk kurallarına göre bir antlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için imzalanmasından sonra Meclis tarafından da onaylanması gerekmekteydi. Osmanlı Mebusan Meclisi toplantı halinde olmadığı için de ortada onay makamı bulunmuyordu. 11 Ekim 1920'de İngiliz Yüksek Komiseri De Robeck, Sultan Vahdettin ile görüştü. Parlamento kararı olmadan da Sevr'in padişah tarafından onaylabileceğini, aksi halde Türkiye için felaket olacağını söyledi. Padişah, Ankara'ya heyet göndereceğini gerekçe olarak gösterip imzalamaktan kaçındı.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
23 Nisan 1920 günü açılan Büyük Millet Meclisi, hemen toplandığı gün aldığı bir numaralı kararla aslında son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin devamı olduğunu gösteriyordu. Meclisin gündeminde birçok mesele varken Ağnam Vergisi Kanunu'na öncelik tanınmıştı. Çünkü İstanbul'daki son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı, İngilizler tarafından dağıtılmadan önce Ağnam Vergisi Kanunu görüşülüyordu.
Sayfa 132Kitabı okudu
İngilizler, mütareke yerini kendileri belirlemişler ve bunun için Limni Adası, Mondros limanında demirli Agememnon zırhlısını uygun görmüşlerdi. Bu durum İngilizlerin 1915 Çanakkale'de uğradıkları büyük yenilgiyi unutmadıkları anlamına geliyordu. Agememnon zırhlısı Çanakkale Savaşı'na katılıp yara alan gemilerden biriydi.
Burada geçen on beşli ifadesi (türkü) askere gidenlerin on beş yaşında oldukları yani neredeyse çocuk yaşında bulundukları şeklinde bir algı oluşmasına yol açmıştır. Hâlbuki işin doğrusu, Birinci Dünya Savaşı sırasında en son Rumi 1315 doğumluların (o sıralar asker alma kanunundaki değişiklikle) askere gitmiş olmalarıdır. 1315 doğumlu bir genç, 1917 yılında 17 yaşındadır.
Mehmet Akife niçin istiklal marşını Safahat’a koymadığı sorulduğunda: “O benim değildir milletimindir” şeklinde cevap verdi.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.