Osmanlı tarihini anlamada önemli bir husus da kullanılan kaynakların iyi bir şekilde analiz edilmesidir. Osmanlı hükümdarlarının ne kadar adil olduğunu ileri sürenlerin, buna delil olarak gösterdikleri kaynaklardan birisi
Adaletnâmelerdir. Mahalli yöneticiler zaman zaman kanunlarda bulunmayan vergileri halktan talep etmişlerdir. Merkezi otoritenin sarsıldığı dönemlerde mahalli yöneticiler,
halktan kanunsuz olarak “nalbaha”, “selamlık”, “aylık”, “ce rime”, “pişkeş” gibi adlar altında vergi topladılar. Devletin ahalinin şikâyetleri üzerine bu uygulamaları sona erdirmek
için adaletnâme adı verilen fermanlarla, bu işleri yapanları idamla tehdit etmesine rağmen mahalli yöneticilerin bu
suistimalleri sona ermedi. Mahalli yöneticileri bu tür yollara sevk eden sadece daha fazla gelir elde etme isteği değildi. Bir kısım yöneticiler devletin onlardan aldığı dolaylı makam vergilerini (caize, avaid, bohça) ödeyebilmek için bu yola başvurmak zorunda kalmışlardı. Ancak bu uygulamalar halkı ezdi. Özellikle sınır boylarındaki halk, kanunsuz olarak alınan bu tür vergilerle ezildiğinden İran’a veya Avusturya’ya kaçtı. Adaletnâmelerin çıkma sebepleri iyi incelendiğinde, halkın adalet içerisinde yaşadığı değil, çektiği sıkıntılar görülür.