Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sosyal Bilimlerin İslami Temelleri

Muhammed Kutub

Sosyal Bilimlerin İslami Temelleri Sözleri ve Alıntıları

Sosyal Bilimlerin İslami Temelleri sözleri ve alıntılarını, Sosyal Bilimlerin İslami Temelleri kitap alıntılarını, Sosyal Bilimlerin İslami Temelleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İnsan, Allah'ın indirdiklerine uyduğu zaman yükselir ve ikram olunacak; şanı yüceltilecek bir konuma çıkar."
Sayfa 49 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
İslâm, aşırı uçlar arasında orta ve denge noktadadır:
"Allah'ın sana verdiği ile âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma." (el-Kasas, 28/77)
Sayfa 41 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"İslâm'da din, hayatın kendisidir. Hayatın tümü, her şeyiyle, bütün yönleriyle ve bütün alanlarıyla..."
Sayfa 190 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
"Kimsenin, Allah'ın düzenine aykırı olarak kendinde ve hayatında dilediğini yapma özgürlüğü yoktur. "
Sayfa 147 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
İnsan, fıtratı itibarıyla ibadet eden bir varlıktır.. İbadet etmek onun için kaçınılmazdır. Bir insanla bir diğeri arasındaki fark, birinin ibadet etmesi, diğerinin de ibadet etmemesi değildir. Aksine fark, bir insanın Hak olan ilâha ibadet etmesiyle diğerinin Allah ile birlikte başka birtakım şeylere yâhut onun dışında birtakım tanrılara ibadet etmesi şeklinde ortaya çıkar. Gurura kapılması ya da başkaldırması anında insan, kesinlikle hiçbir şeye ibadet etmediği izlenimine kapıldığı için ise, aslında kendi hevâsına tapmaktadır.
Sayfa 47 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Gerçek şu ki bir toplum kendi özünde olanı değiştirmedikçe Allah da onların hallerini değiştirip bozmaz." (Rad 13/11) Bu ümmet samimi ve doğru olarak İslam'a geri dönmedikçe Allah da ona şanını, şerefini, imkânını, iktidarını ve gücünü geri vermeyecektir.
İnsanda aslolan imandır. Küfür ise kalplere isabet eden ve bunun sonucunda kalplerin asıldan/imandan sapmasına neden olan hastalıktır.
Sayfa 145 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
Temel ihtiyacı oluşturan malların fiyatları ile pek çok eller oynadı. Bunların fiyatlarını sürekli olarak ve durmamak üzere yavaş yavaş yükselttiler.Bununla birlikte paranın satın alma gücü de aynı oranda sürekli olarak aşağı düştü.Ayrıca temel ihtiyaç olmayan ve lüks olan bazı şeyleri, zorunlu ihtiyaçlar arasına sokmak için gayret ettiler,Yapılan reklamlarla sürekli olarak satın alma arzusu yaygınlaştırılıyordu. Bundan dolayı artık içinde hayatı ve hayatı yaşayan canlıların kalmadığı, ama eşyalarla dolup taşan "ev(!)" in yükümlülüklerini yerine getirmek üzere tek başına erkeğin gelir yetmez oldu.Kadının çalışması, kendisi de yükümlülükleri paylaşmak adına kaçınılmaz bir hâl aldı. Bu durum da planlayıcıların bilmediği bir şey değildi. Her iki taraf işle meşgulken, -böyle olmasalar da "kendini rahatlat" anlayışına göre, zevklerine göre yaşamakla meşgul iseler çocuklar da çocuk yuvalarında ya da sokaklarda iken böyle bir ortamda "aile" nasıl ortaya çıkabilir ?
İnsanlara, "Bir ilah vardır." demek üzere asla bir rasûl gönderilmiş değildir. Çünkü fıtrat, -hasta halde bile- herhangi bir rasûl gönderilmeksizin bunu bilir.Hiç bir rasûl de kavmine, "Bir ilâh vardır, ona ibadet ediniz." dememiştir. Çünkü fıtrat, -hasta halde bile- ilâh diye kabul ettiğine yönelir, ona ibadet eder, hamd ile onu tesbih eder, ona dua eder ve onun için kurban keser. Bütün rasûller, ancak insanlara, "Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur." (Hud, 11/61) demek üzere gönderilmişlerdir. Rasûller, akideyi doğru hâle döndürmek için gönderilmişlerdir; nefislerde akideyi, yoktan var etmek için değil!
Reklam
Bütün sosyal bilimlerin temel konusu "insan"dır. Bu bilim alanlarında ilerleyişimiz insan tasavvurumuza göre şekillenir. Eğer bizler insanın evrim geçirmiş bir hayvan olduğunu, onu yaratanın da onu yaratmakta bir amacının olmadığını farzedersek, acaba insanı var eden yaratıcı tarafından belirli bir hedefi olmaksızın var olan bu hayvanî yapıda "değerler"in yeri neresidir, dersiniz? ...Onun yaptığı işlerin hangisini hayırlı ve iyi diye nitelendireceğiz, hangisini kötü ve şer diye nitelendireceğiz? Yoksa hayır ve şer diye bir şey yoktur ve hepsinin değeri terazide aynı mıdır?
Sayfa 37 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
Neyin değişmez olması gerektiğini, neyin de değişmesinin mübah olduğunu belirlemekte kime başvurulacaktır? Yaratıcı, alîm,hakîm (her şeyi bilen, hikmeti sonsuz, hükmü sapasağlam) olana mı, yoksa hiçbir şeyi yaratamayan, bilgisi ve hikmeti sınırlı olan insana mı? Bu mesele, Müslüman için tekrar gözden geçirilecek bir konu değildir.Bu meseleyi ancak "Allah'a ve âhiret gününe iman etmeyenler tartışır. Allah da bunlar hakkında şöyle buyurmaktadır. Kendilerine kesin bir delil gelmemişken, Allah'ın âyetleri hakkında tartışanlar var ya! Şüphesiz onların göğüslerinde asla kendisine ulaşamayacakları bir kibirden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Çünkü O, her şeyi işitendir, bilendir." (el Mü'min, 40/56)
Şuur, irade ve özgürlük, insanî yapının tâ kendisidir... İnsanın yükseldiği ve alçaldığı bütün durumlarında ve iradesiyle yaptığı bütün tasarruflarında onunla birlikte bulunan şey, insanın gerçeğidir. O şuuruyla ve iradesiyle yüceldiği gibi, şuurlu ve iradeli olarak alçalır. Her zaman için dilediğinde kendisiyle yükseleceği, dilediğinde de alçalacağı kadar özgürlükten bir payı vardır. Yapısındaki ruhun aydınlığı parlayıp onu Allah'a kavuşturarak nefsini arındırdığı vakit yükselir; bu ilham verici parıldayış yapısında söndüğü zaman şehvet ve arzuların ağırlığıyla da alçalır.
Sayfa 79 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
İslam toplumu meleklerin oluşturduğu bir toplum olmadığı gibi, insanlar da hiçbir zaman -bir gün olsun- melek toplumu olamayacaklardır. Çünkü onlar beşerdir; birbirleriyle kavga eder, anlaşmazlık yaşar, aralarında çatışır ve mücadele ederler. Ama bununla birlikte onlar yine de Allah'a ve âhiret gününe iman etmeyen ve hak dine bağlı olarak yaşamayan kimselerden psikolojik ve ahlâkî bakımdan daha üstün/yüce olmayı sürdürürler.
Sayfa 155 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
Bizzat Mısır'a - kesin olarak bildiğimiz - iki peygamber gönderilmiştir.Bunlar da Yusuf ve Musa aleyhisselam'dır.Bununla birlikte onlardan önce Kur'an-ı Kerim'de yüce Allah'ın kıssalarını anlatmadığı başka peygamberlerin gönderilmiş olma ihtimali de vardır (Nisa 164.165 Ayet)Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana
187 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.