Bir kimseye ilk kez tanıştırıldığımız zaman alışıldığı üzere hafif bir çekingenlik ve arayış vardır; böyle bir kimseyle ne konuda konuşmayı, diyaloğa nasıl başlamayı, ona karşı nasıl davranılacağını ve sözlerini nasıl yorumlayacağımızı kesin olarak bilemeyiz. Birçoğumuz yeni tanışılan bir kimse ile ilişkimizi düzenlemekte oldukça utangaçlık gösteririz. Bunun açıklaması, şöyle olabilir. Yeni bir tanıdığın sözleri, davranışları, görüşleri bir anlamda yeni ve ketum, bizim için birbirine bağıntılı olmayan uyarılardır; bir ilgi kurulabilmesi için bunlara bir dayanak yoktur.
(...)Buna rağmen, her zaman birbirlerinden ne türlü davranış bekleyecekleri, görenekler, yasalar veya üye oldukları toplumdaki diğer kurallarla önceden belirlenmiştir. Sırasıyla toplumsal, yönetsel veya iktisadi konular ve her birinin diğeri üzerinde mümkün olacak etkileri, birbirlerinden neler bekleyeceklerini geniş çapta tayin eder. Böyle toplumca önceden belirlenmiş şeyler, akrabalar arasında bile kişisel ilişkileri tayin eder.