Sosyal Psikoloji Tarihi
Gustav JahodaSözler ve Alıntılar
Toplum, yaşayan bir bilinçtir ya da düşüncelerden oluşan bir organizmadır.
Sayfa 152Kitabı okudu
''Volkgeist'in birliği toplulukla birlik olma duygusuna yansıtılmıştır. Bu, kısmen artalanla kaderin paylaşıldığı duygusunun sonucudur; ancak birincil etken ortak dildir - 'ulusal deha'nın par excellence yaratımı. Dil sosyal ilişkilere vasıta olan araçtır; bütün bireyleri birleştirir ve onların psişik içeriklerini bütünleştirir. Dolayısıyla, geçmiş halkların ulusal karakteristiklerini ve Weltanschauung'u yeniden inşa etmek üzere inşa edilen yöntem dilbilimcininki olmalı.
Volkgeist ya da zaman zaman Hegel'in terminolojisinde tanımlandığı gibi 'nesnel ruh' iki farklı tarzda ortaya çıkar: Biri içruhsaldır, düşüncelerden, duygulardan ve eğilimlerden oluşur; öteki maddi olarak kitaplarda, sanat eserlerinde, heykellerde, sanayi ürünlerinde vs. somutlaşır. 'Nesnel ruh' bu ikisi arasında, aynı zamanda eğitimsel, idari, ticari ya da her neyse, her çeşit kurumda kendini gösterir. Dolayısıyla Volkgeist bireyin bir parçasıdır - elbette biyolojik bir organizma olarak değil, ancak toplumda yaşayabilen tarihsel bir varlık olarak. Dahası, Volkgeist, her şeye nüfuz ederek, bireyi maddi ya da örgütsel biçimde de kuşatır. Bu yüzden, kullandıkları Volkgeist karamı, belki de bizim 'kültür' derken kastettiğimiz şeyden farklı değildir.''
Sosyal Bilimlerin Gelişmemişliği -1935-
" (...) Carl Murchison (...) kitabın önsözünde, hızla değişen bir dünyada sosyal bilimlerin gelişmemişliğinden yakınıyordu: Sosyal bilimler şu anda dünyanın politik belirsizliğinin ortasında çıplak ve aciz durmaktadır. Fen bilimleri, tam tersine çok parlak ve güçlü görünmektedir. Ya sosyal bilimlerin evriminde bir şeyler tamamen yanlış gitmiştir ya da büyük yargı günü henüz gelmemiştir. Bazı sosyal bilimcilerin azap çekip ter dökerek araştırma yaptığı konuların boşluğu, abesliği, yapaylığı ve kahredici önemsizliği, insanın umutsuzluğa yakın bir duyguya kapılmasına neden oluyor. Geçen bunca yüzyıldan sonra, dünyanın derdinin ne olduğunu ya da dünyada muhtemelen nelerin olacağını hiç kimse bilmiyor. [Murchison 1935, s. ix]"
Sayfa 253 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Her şey öğrenmemize hizmet eder; öyleyse hiç kimsenin aynı eğitimi almadığını söylemeliyim, çünkü herkes, bana kalırsa, içinde yaşadığı yönetim biçiminden, arkadaşlarından, metreslerinden, etrafındaki insanlardan, okuduklarından ve son olarak şansından, yani kayıtsızlığımız yüzünden rastlantısal değişimlerini algılayamadığımız sonsuz sayıda olaydan oluşan bir öğretmene sahiptir. (Helvetius 1758/1973, s. 208)
Sayfa 9Kitabı okudu
''Bilimsel sosyal psikolojiye giden yolda, gelişimin bu kadar yavaş olması alışılmamış bir şey değildir; astrolojinin astronomiye, simyanın kimyaya dönüşmesi de yüzyıllar almıştı. Üstelik, bu tür bütün gelişmeler egemen Zeitgeist'tan etkilense de, insanların toplumsal doğasını anlamaya yönelik çabalar söz konusu olduğunda bu özellikle geçerlidir. 'Düşünümsellik' adı verilen şey nedeniyle, mevcut toplumsal iktidar ve dönemin epistemolojik varsayımları ulaşılabilecek bakış açılarını kısıtlama eğilimdeydi. Bu eğilim hala mevcuttur.''
''Toplumsal normların nasıl geliştiği sorunu o dönemde sosyologlar arasında da tartışılıyordu ve Şerif, 'otokinetik etki'yi kullanarak soruna dahiyane bir tarzda deneysel bir çözüm getirmeye karar verdi.
Bireysel denemeler sırasında her kişinin birleşme eğiliminde olduğu az çok dar bir alan vardı, ancak bireylerin ortalama tahminleri birbirinden çok farklıydı. Daha küçük gruplar halinde test edildiklerinde tahminler ortak bir boyuta doğru yaklaştı. Deneklerin önce grup içinde, daha sonra da bireysel olarak test edilmeleri durumunda, grup normu devam etmeye eğilimliydi.''
"Gelişme kaza eseri değildir, bir gerekliliktir. Medeniyet, yüzeysel değil, doğanın bir parçasıdır, embriyonun gelişmesiyle ya da bir çiçeğin açmasıyla aynı şeydir."
Sayfa 119 - İş Bankası Yayınları