"Güven ve tehlike birbirlerine sımsıkı bağlıdır. Etrafımızı saran tehlikelere göğüs germek ve onlara etkin bir şekilde tepki verebilmek için bu işleri yapan idarelere güvenimizin olması gerekir".
toplumsal olgular kesin olarak 'şeyler' değil, bizim yaptıklarımıza verdiğimiz sembolik anlamlara bağlıdır. bizler toplumun yaratıkları değil, onun yaratıcılarıyız.
...bu kitabın sayfalarını neden çevirdiğinizi, neden sosyoloji öğrenmeye karar verdiğinizi bir
düşünün.
...
sizin kişisel kararınız toplumun geneli içerisindeki
konumunuzu yansıtacaktır.
S: Nasılsın?
E: Ne bakımdan? Sağlığım, para durumum, okulum, kafamın rahatlığı..?
S: (aniden kızararak denetimini yitirmiş bir biçimde) Bana bak! Yalnızca kibar olmaya çalışıyordum. Doğrusu senin nasıl olduğun benim hiç umurumda değil.
Görünürde önemsiz konuşma uzlaşımları izlenmediği zaman insanlar neden böyle kızmaktadırlar? Bunun yanıtı, günlük toplum yaşamımızın, ne söylendiğine ve neden söylendiğine ilişkin dile getirilmemiş varsayımların paylaşılmasına bağımlı olduğudur. Bu varsayımları elde bir diye göremeseydik, anlamlı bir iletişim olanaksız olurdu.
Bir kardeş, koca veya vatandaş olarak yükümlülüklerimi yerine getirdiğimde, taahhütlerimin gereğini yaptığımda, yasada ve adetlerde tanımlanmış olan ve kendimin ve eylemlerimin dışında olan yükümlülüklerimi yerine getirmiş olurum.
....
Benzer şekilde, mümin kendi dinsel yaşamının inanç ve uygulamalarını doğduğunda hazır halde bulur; eğer bu inançlar ve uygulamalar birey var olmadan önce var idiyseler, o zaman demektir ki, onlar bireyin dışında vardırlar. Düşüncelerimi dile getirmek için kullandığım işaretler sistemi, borcumu ödemek için kullandığım para sistemi, ticari ilişkilerimde yararlandığım kredi araçları, mesleğimde izlediğim uygulamalar vs- benim onları kullanmamdan bağımsız olarak işlerler.
“totem” sözcüğünün kökeni, Kuzey Amerika Kızılderili
kabilelerine dayanmaktadır ama daha yaygın olarak bu
sözcük, doğaüstü güçlere sahip olduklarına inanılan bitki ve hayvanları anlatmakta kullanılmaktadır.
bir toplumdaki her akraba grubunun ya da klanın kendisine özgü bir totemi vardır, buna ilişkin de çeşitli törensel etkinlikler söz konusudur.
totem inanışları, sanayi toplumlarında yaşayan insanlara yabancı gelebilir ama bu toplumlarda da kimi zaman
rastlanabilir.
bir spor takımının kendisine amblem olarak bir hayvanı
ya da bir bitkiyi seçmesi buna bir örnektir.
maskotlar birer totemdir.
"Aile bir kurum olarak kadınları küçük sevgili kölelere, erkekleri de esas geçimi sağlayan mutsuz emir kullarına dönüştürdüğü sürece başarılı evlilik çözümlenmesi olanaksız bir sorun halinde kalacaktır."
Sosyolojik olarak düşünmeyi öğrenmek, başka deyişle daha geniş görünüme bakmak imgelemin işlenmesidir. Sosyolojiyl uğraşmak, yalnızca sıradan bir bilgi edinme süreci olamaz. Bir sosyolog, kişisel koşulların dolaysızlığından kurtulabilen ve şeyleri daha
geniş bir bağlam içerisine yerleştirebilen birisidir. Sosyoloji incelemesi, Amerikan yazarı C. Wright Mills'in ünlü bir deyişi olan sosyolojik imgeleme
bağımlıdır (Mills, 1970).
Sosyolojik imgelem bizden, her şeyden önce, kendimizi gündelik yaşamlarımızın bildik sıradanlığından, yeni bir bakışla “uzaklaştırarak düşünmeyi” gerektirir.
Sayfa 38 - Kırmızı Yayınları Beşinci BasımKitabı okudu
Hochschild'e göre, çalıştığınız şirketler yalnızca sizin fiziksel hareketlerinizi değil, duygularınız üzerinde de söz sahibidir. Şirketler siz çalışırken sizin gülümsemenizin de sahibidirler.
kendi irademizi toplumsal dünya üzerinde ortaya koymak bizim yeteneklerimizin ötesinde değildir. aslında, böyle bir ödev, yirmibirinci yüzyılın başında insan toplumlarının karşısında bulunan en büyük
zorunluluk ve en büyük zorluktur.
—Lucy, sen bu oyunun tarihindeki en kötü oyuncusun.
—Bunu kanıtlayamazsın, kanıtlayamayacağın şeyleri asla söylememelisin.
—Her ihtimale göre, sen oyunun tarihindeki en kötü oyuncusun.
—Bunu kabul ederim.