"Hayatın ağırlığını bir başına üstlenip kaldırmaktan kas yapan, hani neredeyse duvara dönen yeri belki de kalbi. Yıllar var ki birine adamakıllı açılamadı bu kalp. Açılamıyor da artık."
Acı dediğin taş, insan dediğin su gibidir. Taşın üstünden kayar gider, toprağa karışır. Taşa her vurduğunda acır canın. Ama toprakla buluştukça acın azalır. Topraktayken acıdan eser kalmaz. Su toprağı yaşatır, toprak suyla bereketlenir. Anlıyor musun beni ? Acıdan sonra bir bakmışsın ki o toprakta ne çiçekler, ne hayatlar dirilmiş. O toprakta, o acıdan sonra ne varlığa can olmuş o su. Ama su deyip geçme; o su, taşı bile aşındırıp yıpratır. Sen şimdi ne kadar güçlü olduğunu öğreneceksin. Bir gün böyle benim gibi oturacaksın bir ağacın altına, benim dediklerimi bir başka yeni yolcuya anlatacaksın.