dazai ile anksiyete challenge yapsaydık birbirimiz için fazlasıyla iddialı rakipler olurduk. dostoyevski esintileri fazlasıyla hissediliyor. okuyucu ile konuşması beni rahatsız etmedi ama çok dağınık, belli bir sonucu yok, kendisinin de dediği gibi sonuca gitmekte çok aceleci, hüküm vermeye meyilli; bu ironik bir şekilde çoğu şeyi sonuçsuz bırakmış. kendini açık etme isteği ile korkunun arasında süregelen bir çekişmeden doğan mizahi bir yaklaşım var. bunların yanı sırada birçok mantık hatası var, otobiyografik öğeler taşıdığı için yaşanan ufak karışıklıklar sanırım bunlar da. okurken "yeteeeeer! aşağılama artık kendini, samimi gelmiyor." diye nidalar atsam da genel olarak beğendim. bu sırada insanlığımı yitirirken'i de sipariş vermeyi ihmal etmedim.