Bismillahirrahmanirrahim
Değerli Söz&Kalem Okuyucuları;
"De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer Suresi 39) ayetinin işareti ve Resulullah (s.a.v)'in "ilim öğrenmek kadın ve erkek her Müslümana farzdir." hadisi gereğince Müslümanlar sürekli ilimle iştigal etmişlerdir. Müslümanların ilimle olan meşguliyetleri o kadar ilerlemiştir ki, her bir âlim kendi yaşadığı dönem için düşünüldüğünde akla hayale gelmeyecek icraatlar gerçekleştirmiştir. Tek başına yüzlerce cilt kitap yazan, astronomi, tıp, felsefe, matematik, kimya, geometri ve bugün için kullandığımız bunca ilmin/bilimin öncülüğünü ve keşfini, ilme, öğrenmeye teşvik eden ayet ve hadisleri hayatında tatbik eden âlimler yapmışlardır. Her biri kendi alanında birer öncü ve rehber olmuşlardır. Onlara bu aşkı ve şevki veren, ilim öğrenen kimsenin Allah yolunda olduğuna dair olan inançlan olmuştur Bu yüzden gecelerini gündüzlerine katarak bu yolculuğa devam ettiler ve İslam medeniyetini her medeniyetin ulaşamayacağı bir noktaya getirdiler.
Değerli Söz&Kalem Okuyucuları;
Zaman ilerledikçe insanların kullandıkları araçlar da gelişip değişti. Bu gelişim ve değişimde insanın hayatını etkileyen en mühim buluşlardan biri, internetin icadı oldu. Internet ve ona bağlı olarak ortaya çıkan bilgisayar, telefon ve tablet gibi aletler insanların hayatlarının tam merkezinde kendilerine yer buldu. Teknolojik araçların kolaylığı ve fazla kullanımı nedeniy le, insanların öğrenme ve bilgi edinme araçlarının en başında yer almasını sağladı. İlim eskiden bir rahle başında hocanın dizi dibinde oturarak öğrenilen bir şeyken, artık avucumuzun içine sığacak kadar küçüldü. Merak edilen, öğrenilmesi gereken, araştırılması gereken her şey arama motoru denilen robotlara sorulmaya başlandı. İnsanlar bu rahatlığa o kadar alıştılar ki, artık yapmaları gereken ibadetleri, farzları, sünnetleri kısacası dinlerini dahi bu robotlardan öğrenmeye başladılar. Arama motorlarından edinilen her malumat bilgi olarak alınıp, bu malumata ulaşan herkes kendini âlim sandı ve artık ne ilmin ne de okuyup araştırmanın bir kıymeti kalmadı. Ortalık, kendince her şeyi bilen insanlarla doldu. Bizler de bu ortamda, ilmin ve bilginin GB'lara sıkıştırıldığı bir dünyada "Senin İlmin Kaç GB" sorusunu sorarak, bu gidişin doğru olmadığını vurgulamak istedik.
Değerli Söz&Kalem Okuyucuları;
Dergimizde bu ay Serdar Ayhan "Virüslü Alimlerimiz" yazısıyla, arama motorlarıyla elde ettikleri malumatlar sayesinde âlim olabileceklerini zanneden insan tipini yazmış. Editörün "Bugün de Oğrenemedik" yazısı ise, her şeyi biliyorum havasında olan insan tipinin bir günlük ilim serüve- nini ironiyle ele almış. Meryem Varol, mülteci kamplarında yaşayan çocukların ve ailelerin dramini "Altın" isimli öyküsüyle işlemiş. Rota sayfasında gezdiği yerleri yazan Murat Çöklü, "Umudun Fiyatı" yazısıyla yardım faaliyetleri için gitmiş oluğu Suriye'de yaşadıklanının ikinci bölümünü yazmış. Ayrıca "Dünyayı Güzelleştirmek: 'Ev' Inşa Etmek" yazısıyla Mimar Müslüm Botan, dergimizde mimarimizi yazmış. Bunların yanı sıra Analiz, Eğitim, Davet, Edebiyat, Psikoloji gibi farklı konuların işlendiği, yazılar ve şiirlerin de bulunduğu dergimizin Aralık sayısını sizlerin istifadesine sunuyoruz.
