Acaba, onüç asırda fasılasız olarak hadsiz ruhlara, akıllara, kalblere, nefislere hak ve hakikat dairesinde hükmeden, terbiye eden, idare eden bu mânevî Sultan-ı Zîşan'ın bir tek işâreti böyle bir hakikatı isbat etmeye kâfi iken, binler tasrihat ile bu hakikat-ı Haşriye'yi gösterip isbat ettikten sonra, o hakikatı tanımayan tanımayan bir echel ahmak için Cehennem azabı lâzım gelmez mi ve ayn-ı adâlet olmaz mı?
Sayfa 229 - Zafer