Sözün Doğrusu 2

Yavuz Bülent Bakiler

Sözün Doğrusu 2 Sözleri ve Alıntıları

Sözün Doğrusu 2 sözleri ve alıntılarını, Sözün Doğrusu 2 kitap alıntılarını, Sözün Doğrusu 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1928 Harf İnkılâbından sonra, devletimizin, milletimizin namusu sayılan Osmanlı Arşivleri'ni, "Artık bizim bunlara ihtiyacımız yok. Bunlar Arap alfabesiyle yazılmış eski belgelerdir" safsatasıyla 1931 yılında vagonlara yükleyerek okkası üç kuruş, on paradan Bulgaristan'a satmadık mı? Eğer vakti zamanında bu dehşetli cehalete ve tarih düşmanlığına itiraz edilmeseydi, bugün belki de Osmanlı Arşivi'nin tamamı, başka devletlerin ellerinde olacaktı. Bulgaristan'da, okkasını üç kuruş on paradan sattığımız dört milyon Osmanlı arşivi var. Bunlardan sadece 40 bininin mikrofilmini çıkarıp getirebildik. Bugün elimizde Osmanlı Devleti'nden kalma 150 milyon belge bulunuyor. Cumhuriyet'in 80. yıldönümündeyiz. Bu 150 milyon belgeden sadece 50 milyonunu tasnif edebildik. 100 milyon belgeye, daha el vurabilmiş değiliz. Nedir bu? Böyle bir ihmal hoş görülebilir mi? Batı, bizim tarihimizi bilmiyormuş! Doğru! Doğru da, acaba biz kendi tarihimizi yeteri kadar biliyor ve ona sahip çıkıyor muyuz?
"Müslüman başka Müslümanlık başkadır. Peki Müslüman olduktan sonra her şey bitiyor mu?Hayır bitmiyor.Müslümanca davranmak da gerekiyor.Çünkü Müslümanlık inceliktir,güzelliktir, temizliktir, nezakettir, gayrettir, hoşgörüdür ve elbette öğrenmek ve öğretmektir.İlme daima açık olmaktır.
Sayfa 88 - YAKIN PLANKitabı okudu
Reklam
"Batı karşısında kendimizi küçük görme hastalığımız,aşağılık duygumuz.Bu aşağılık duygusu yüzünden tarihimizi de yeteri kadar öğrenip kendimize güvenemiyoruz.Güven duygusunu kaybeden milletlerin ayakta kalmaları mümkün mü?
Sayfa 109 - YAKIN PLANKitabı okudu
Batı Karşısındaki Aşağılık Duygumuz!
"Türkiye'de neşredilen yüz dergiden altmışının adı Türkçe değil. ingilizce veya Fransızca isimler dergilerimizin üst kapaklarına engerek yılanları gibi uzanıp kalmışlar." ..dükkânların, mağazaların, pastanelerin, otellerin hatta çay, kahve satan yerlerin isimlerine lütfen bir göz atın. Şaşırıp kalacaksınız. "Acaba ben Türkiye'de miyim, yoksa yabancı bir ülkede miyim?" diye şüpheye düşeceksiniz. Yüzlerce, binlerce yabancı isim, işyerlerimizin alınlarına kan emen kara sülükler gibi yapışıp kalmışlardır. Bu neden böyle? Yabancı isimlere karşı duyulan bu büyük ilginin bir tek sebebi var: Batı karşısında kendimizi küçük görme hastalığımız, aşağılık duygumuz. Bu aşağılık duygusu yüzünden tarihimizi de yeteri kadar öğrenip kendimize güvenemiyoruz. Güven duygusunu kaybeden milletlerin ayakta kalmaları mümkün mü?
Sayfa 109Kitabı okudu
Dilde birlik mi yoksa Ayrılık mı...
Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tataristan ve Uygur Türkleri, Kerkük'teki, İran'daki, Rumeli'deki soydaşlarımız: Akıl, can, cevap, delil, eser, faaliyet, hanım, hayat, hikâye, hürriyet, ihtimal, ihtiyaç, ilham, ilim, imkân, inşallah, ispat, kanaat, kanun, kitap, şart, bütün, medenî, mektep, meselâ, milli, millet, sebep... diyorlar. Bu kelimeleri seviyor, bu kelimelerle düşünüp konuşuyorlar. Beri yanda biz Türkiye Türkleri ise iki yüz milyonluk büyük Türk camiasını bir tarafa iterek ağzımızı us, tin, yanıt, kanıt, yapıt, etkinlik, bayan, yaşam, öykü, özgürlük, olasılık, esin, bilim, olanak, umarım, kanı, yasal, betik, koşul, tüm, uygar, okul, örneğin, ulusal, ulus, neden... diye açıyoruz! Gaspıralı İsmail Bey bütün Türk milletinin aynı dilde düşünmesini ve konuşmasını istemişti. Onun, "Dilde birlik, fikirde birlik, işte birlik" idealini biliyorsunuz. Şimdi biz, dilde ayrılık diye ortaya çıkıyoruz. Bu parçalanmanın kime ne faydası var? Düşündünüz mü hiç?
Sayfa 103Kitabı okudu
Terbiye
"Okuma -yazma bilmeyen ve insan eti yiyen bir topluluğa, sadece okuma yazma öğretmekle, okuma - yazma bilen ama insan eti yiyen bir toplum elde ederiz."
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Geri124
250 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.