Spinoza: Pratik Felsefe

Gilles Deleuze

Oldest Spinoza: Pratik Felsefe Quotes

You can find Oldest Spinoza: Pratik Felsefe quotes, oldest Spinoza: Pratik Felsefe book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Spinoza
''Spinoza'da açık olarak bir 'hayat' felsefesi vardır: Bu felsefe tam tamına, bizi hayattan koparan şeylerin, hayata karşı duran, bilincimizin koşullarına ve yanılsamalarına bağlanmış tüm aşkın değerlerin toptan bir reddinden ibarettir. Hayat, İyilik ve Kötülük, kusur ve yetenek, günah ve kurtuluş kategorileriyle zehirlenmiştir. Hayatı zehirleyen şey, kindir; buna, kendine karşı duyulan kin de dahildir, yani suçluluk duygusu. Spinoza, kederli tutkuların korkunç şeceresini adım adım izler: En başta kederin kendisini, sonra kin, tiksinti, alay, korku, umutsuzluk, morsus conscientiae, acıma, kızgınlık, kıskançlık, aşağılama, pişmanlık, iğrençlik, utanç, yerinme, öfke, intikam, zulüm... duygularını inceler. Spinoza'nın çözümlemesi o kadar uzağa gider ki, umutta ve güvencede bile, bu duyguları kölelerin duyguları yapmaya yetecek keder tohumunu bulmayı bilir. Doğru bir devlet, vatandaşlarına ödül umudu ya da mal güvencesi değil, özgürlük aşkı sunar; çünkü 'iyi davranışları karşılığında ödül verilenler özgür insanlar değil, kölelerdir.' Spinoza, kederli tutkunun iyi bir şey barındırdığını düşünenlerden değildir. O, hayatın tüm taklitlerini, uğruna hayatı azımsadığımız tüm değerleri, Nietzsche'den daha önce reddeder: Yaşamıyoruz, sadece yaşamın bir benzerini sürdürüyoruz, sadece ölümden kendimizi nasıl sakınacağımızı düşlüyoruz ve bütün hayatımız bir ölüm tapıncı."
‘’Doğamla uyuşan nesne, kendisini ve beni içeren daha üstün bir bütünlüğü oluşturmak için beni yönlendirir. Benimle uyuşmayan nesne, bütünlüğümü parçalar ve beni alt kümelere ayırır; bu alt kümeler, en uç aşamada, benim kurucu ilişkimle bağdaşmayan ilişkiler içine girerler (ölüm). Bilinç, kudretsiz bütünlüklerin daha kudretli bir bütünlüğe (veya ters yönde) geçişi ya da daha ziyade geçiş hissidir. Bilinç tamamen geçişlidir. Ama, ne Bütün'ün, ne de herhangi bir bütünün tek başına bir özelliği değildir; sadece enformasyon olarak bir değeri vardır ve dahası bu enformasyon zorunlu olarak bulanık ve çarpıtılmıştır. Nietzsche, şunları yazarken bir kez daha kararlı bir Spinozacıdır: 'Büyük temel davranış bilinçsizdir; bilinç genellikle sadece bir bütün kendini daha üstün bir bütüne bırakmak istediğinde ortaya çıkar, o öncelikle bu üstün bütünün bilincidir, ben'in dışındaki gerçeğin bilinci; bilinç, bizim işlevi olabileceğimiz varlığa bağlı olarak doğar, bizi bu varlığa katan araçtır.' ''
Reklam
''Spinoza bir bedeni nasıl tanımlamaktadır? Herhangi bir beden Spinoza tarafından aynı anda iki şekilde tanımlanır. Bir yandan, bir beden, ne kadar küçük olursa olsun, bir parçacıklar sonsuzluğudur: Bunlar bir bedeni, bir bedenin bireyliğini tanımlayan parçacıklar arasındaki hareket ve durağanlığın, hızların ve yavaşlıkların ilişkileridirler. Öte yandan, bir beden öteki bedenleri duygulandırır ya da öteki bedenler tarafından duygulandırılır: Bu aynı zamanda bir bedeni kendi bireyliği içinde tanımlayan duygulandırma ve duygulanma gücüdür. Görünüşte bunlar çok basit iki önermedir: Biri kinetik, diğeri ise dinamiktir. Ama kendimizi gerçekten bu önermelerin ortasına yerleştirip, onlara göre yaşayacak olursak, her şey çok daha karmaşıklaşır ve niçin olduğunu anlamadan Spinozacı oluverdiğimizi fark ederiz.’’
‘’Önemli olan, hayatı, hayatın her bireyliğini bir biçim ya da biçimin bir gelişimi olarak değil, farklılaşan hızlar arasındaki, parçacıkların yavaşlama ve ivmelenmesi arasındaki karmaşık bir ilişki olarak anlamaktır. Hızların ve yavaşlıkların bir içkinlik planı üzerindeki bir bestesi. Aynı şekilde, müziksel bir biçim ses parçacıklarının hızları ve yavaşlıkları arasındaki karmaşık bir ilişkiye bağlıdır. Bu sadece bir müzik sorunu değil, bir yaşama biçimi sorunudur: Hız ve yavaşlık yoluyla şeylerin arasına karışılır, başka bir şeye bitişilir: Hiçbir zaman sıfırdan başlanmaz, hiçbir zaman bir tabula rasa oluşturulmaz, arasına karışılır, ortasına girilir, ritimler bir araya getirilir ya da dayatılır.’’
Tüm yaşamında ve düşünme dizgesinde Spinoza, insanların memnun olduğu sahte görünüşlere karşı duran pozitif olumlayıcı bir yaşam tarzını amaç edinmişti. Sadece bununla yetinmeyip yaşama karşı nefret duyuyorlardı ve ona karşı utanç içindeydiler. Ölüm kültürünü arttırarak her zaman için yaşamı yok etmek ile, yaralama ile doğrudan ya da yavaş yavaş öldürmeyle uğraşan, zalim ile köle, papaz, yargıç ve askerin birliğini oluşturarak, yasalarla, mallarla, görevlerle, imparatorluklarla onu yere sererek ya da boğarak uğraşan bir insanlık, işte Spinoza’nın dünyada buldukları. Evrenin ve insanlığın aldatılışı, Spinoza’nın bu dünyada tespit ettiği şeydir.
Nietzsche’nin söylediği gibi bizler bilinç önünde şaşkınızdır, fakat “asıl şaşırtıcı olan bedendir…"
Reklam
381 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.