Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Spinoza ve İnsan

Mehmet Fatih Elmas

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Spinoza’ya göre insanların Varlık veya Tanrı hakkındaki bilgileri yeterince net değil, fakat bir hayli bulanıktır. Onlar Tanrı’yı tıpkı bir cismi tahayyül ettikleri gibi zihinlerinde canlandırırlar ve zihinlerinde görmek istedikleri bir imge tasarlayıp, ona “Tanrı” adını verirler. İnsan olmaları nedeniyle, sürekli dış etkenlere maruz kalarak yaşamlarını sürdürdükleri için, onların bu şekilde tasavvurlar geliştirmeleri anlaşılabilirdir. Fakat pek çok hatanın kaynağı tam da buradadır. Tanrı’nın özü ya da doğası yeterince anlaşılamamaktadır.
Can filozofu Spinoza
Spinoza’nın çabası ve bize söylemeye çalıştığı şey, insan olarak hepimizi temelden ilgilendirmektedir. Onun söyledikleri, insanın içinde bulunduğu bir bütün olarak canlılığa, hayata dairdir. Bu nedenle Spinoza’yı bir “can filozofu” veya bir “ hayat filozofu” olarak okumak ufuk açıcı olabilir. Metin Becermen
Reklam
Spinoza’ya göre ilk bakışta iyi ve kötü her bir insana göreli olan bir kavram çiftidir. Fakat bununla kalmak insanı septisizmin doruk noktasına sürükler. Bu bakımdan, gerekli olan bir “en yüksek iyi” fikri ve bir “kâmil insan” örneğidir. Öyle ki “insan için iyi olan”ı belirlemek mümkün olabilsin. Spinoza’nın insanın önüne koyduğu bu ideal, ancak üçüncü tür bilgiye erişen özgür, erdemli ve güçlü insanların tecrübeleyebildiği bir yol haritasıdır. Bu yol haritası, ölçü ve oran taşlarıyla bezenmiş, rationel bir çizgide yürünen bir yaşamın tarifidir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Ethica’da söz konusu ilk/temel önermeler olan aksiyomlarla başlayıp, yeşertilen düşünsel evren, bir bütün olarak kavrandığında, okuyucuda bir çeşit hakikat duygusu uyandırır. Bu nedenle felsefesine temel olarak aldığı aksiyomların ikna edici olup olmadığı sorusu, bu aksiyomlar aracılığıyla gözler önüne serilen muazzam yapının okuyucuda uyandırdığı hakikat duygusuyla önemsizleşecektir. Ethica’nın geometrik bir metot ile yazılmasının nedeni, Spinoza’nın bilimum teleolojik yaklaşım ve/veya yanılsamalardan kurtulmak istemesidir. Çünkü geometri bir telos uyarınca işlemez, fakat özlerle ilgilenir.
Spinoza’ya göre zihinde oluşan fikirler zihinsel yapıyı ya da zihnin tanrısal doğasını bekirli biçimde etkilerler. Bununla birlikte, zihin ancak upuygun fikirlere sahip olduğunda etkindir ve zihin etkin olduğunda zorunlulukls eylemde bulunur. Upuygun olmayan, bulanık fikirleri olduğunda ise aynı zorunlulukla edilgindir ve edilgin zihin etkilere maruz kalır, yani tutkulara esir olur. Zihin edilgin hâlde iken ya daha üstün ya da daha eksik bir mükemmelliğe geçer. Daha çok mükemmelliğe sevinçle, daha az mükemmelliğe iss kederle/kederlenmeyle geçiş yapar. Bu tür geçişler, onun varoluşta kalma veya onu koruma çabasıdır.
Sayfa 155Kitabı okudu
Spinoza’ya göre bedenin eyleme gücünü arttıran ya da azaltan bir şey, aynı şekilde zihnin de etleme gücünü arttırır ya da azaltır. Başka bir deyişle, dışsal bir etki sonucu bedenin eyleme gücünde meydana geşen azalma ya da artma, aynı zamanda zihnin düşünme gücünde de azalma ya da artmaya yol açacaktır. Bu etkilenmeler bağlamında Spinoza üç tür duyguyu birbirinden ayırır: Arzu [cupiditas], sevinç [laetitia] ve keder [tristitia]. Zihin sevinç duygusuyla, olduğundan daha üst bir yetkinliğe erişir. O aynı oranda hem zihin hem bedenle ilgisinde düşünüldüğünde “neşe” [hilaritas], fakat sadece beden ya da bedenin bir parçasıyla ilişkili olduğunda “haz” [titillation] şeklini ve adını alır. Buna karşılık, kedere maruz kalması durumunda zihin olduğundan daha düşük bir yetkinliğe geçer. Keder, hem zihin hem de bedenle ilişkili olduğunda “melankoli” [melancholia], fakat daha ziyade beden ya da onun bir parçasıyla ilişkili olduğunda “acı” [dolor] halini ve adını alır.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Spinoza’nın “insanı”nı anlatma girişimlerinde, belki de en güzel giriş cümlesi Zelyüt’e aittir: “Tanrı’sı Spinoza’nınki gibi olanın, insanı da Spinoza’nınki gibi olur.”
Sayfa 119Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.