Kemiriyordu onu korku, kendisiyle bir ilgisi yoktu, sanki bambaşka bir yerden geliyordu, gölge gibi. Parmakla dokunulacak kadar yaklaşan perişanlığın insanlara ilettiği bu gölge, korkudur sayın okur.
Hiç şüphe yok ki Anna Seghers korkuyordu.
Hapise girmekten veya ölmekten değil.
Kitapların yakılmasından ve fikirlerin kelepçesinden.
Korktuğu 1933 kitap yakma eylemlerinde başına geldi. Ama fikirlerine kelepçe vurulmadı.
2019 ekim ayında soğuk bir akşamdan sonra bir kitabı bir okurun kafasına, kalbine kazındı.