• Salyalarını akıtarak soluyan bu kentin
kan sızıyor çürük dişleri arasından.
• Bir kent nasıl öldürülür göz göre göre
ben inanmıyorum kim ne derse desin.
1982 yılında kaleme aldığı kitabı sanki bugünleri görürmüşçesine yazılmış gibi. Yaşadıklarını kaleme döken yazar, ne kadar zor şeyler yaşadığını da gözler önüne seriyor.
Yazarın kalemi çok iyi. Okuduğum ilk kitabı ve son olmayacak. Satırları okurken sanki yazdıklarını yaşıyormuşçasına hissediyor insan. Ahmet Telli, İsmet Özel ve Atilla İlhan'dan etkilenerek kitabını böyle güzelleştiriyormuş. Henüz, bahsi geçen iki yazarın kitaplarını okumadım ama, yazar onlardan etkilenip böyle güzel yazabiliyorsa eminim ki gayet başarılı yazarlardır.
• Ölünün bile bir rengi
vardır ama derimin rengi yoktu. Belki çürüyen bir kentin rengiydi bu. Çürüyen bir dünyanın ...
• Çürüyen bir bedenin
bile dayanılabilir kokusuna. Kutuda kalan son bir
yudum su, bu bile değildi artık. Küstü, öldürdü kendini su ...
Su çürüdü ...
Su çürüdü diyor Ahmet Telli.Su çürür mü? Su nasıl çürür?
Çürür mü bilmiyorum ama yazdığına göre bildiği bir şey varmış yazarın, boşuna yazdığını da hiç sanmıyorum.
Okurken duygudan duyguya giriyor insan . Okuduğuma pişman olmadığım kitaplardan ve iyi ki okumuşum, iyi ki Ahmet Telli' nin kalemiyle tanıştım.