Soru sormaktan, yaşamaktan, kırılmaktan, umutsuzluktan, ansızın bir hayale tutunmaktan korkmayın!
Hayattan, hikayeden, aşktan kaçmayın.
Ömür kısa, ölüm kaçınılmaz, siz benzeri olmayansınız.
Gidenler, yanıtlanmamış sorularını, yarım kalan sevdalarını, umutlarını ve coşkularını bize emanet edip de gider.
Yaşanmamış her hayattan, kendi payımıza düşen sorumluluklar olmalı..
Bütün insanlar tünelin ucundaki ışığı görmek istiyor, bazılarımız da sinemaların yer göstericileri gibi, hayatın kendisine el fenerini tutmak düşüyor, ölüm değil, hayatlarımız ışısın diye.
Bu dünyada inanacak,
dört elle sarılacak bir şey gerek, insanlara.
İnsana, İnsan gerek...
İnsana tasa, insana derman, yine insan.
İnsan olmak da, güzellik de, aşk da öğretilmeli.