Hiçbir düşüncesi yoktu . Aslında düşünmek de istemiyordu, düşünce denen şeyi kovmuştu kafasında ; acı veriyordu düşünceleri ona. Bildiği ,hissettiği tek şey vardı : Şöyle ya da böyle ,her şey değişmeliydi; umutsuzlukla ,tuhaf bir inançla ve kararlılıkla 'degişsin de,nasıl değişirse degişsin' diye tekrarlayıp duruyordu.